Antalyaspor için kritik haftalar başlıyor.

Neden kritik haftalar diyorum; çünkü bugün toplanacak olan yönetim kurulu, Eto’o’nun Antalyaspor’daki geleceğini belirleyecek.

Bu sürecin ardından, Pazar günü İstanbul’da oynanacak olan kritik Galatasaray karşılaşması var. Sonrasında ise bizim gibi lige kötü bir başlangıç yapan Çaykur Rizespor’u konuk edeceğiz. Sonrası ise Beşiktaş maçı…

Yani kritik bir dönemece giriyoruz.

Ve bu dönemeci en iyi şekilde atlatmak zorundayız.

Futbol takımını yönetmek zor bir iştir, çünkü futbolda her zaman iki kere iki dört etmez.

Ayrıca futbolda hiçbir zaman dün yoktur, tam tersine bugün vardır.

Her zaman, bugünkü başarısızlığınız konuşulur, kimse dünkü başarınızı konuşmaz.

O yüzden futbol zor iştir.

Herkes için zordur…

Futbolcu için de, teknik direktör için de, başkan için de, yönetici için de…

Bu yüzden futbolda her zaman, hazır olmak ve iyi olmak zorundasınızdır.

*****

Bugün yönetim kurulundan Eto’o hakkında çıkacak olan kararı merakla bekliyorum.

Tahminim ise Antalyaspor yönetimi Eto’o’ya tavrını net bir şekilde ortaya koyacak, ancak aynı zamanda da, Eto’o’yu kazanmaya bakacak.

Antalyaspor yönetim kurulu, Samuel Eto’o’ya  ‘Bu takımın teknik direktörü Jose Morais’tir. Sen de takımın kaptanısın. Herkes sadece işini yapsın. O teknik direktörlüğünü yapsın, sen de sadece topunu oyna. Buna konsantre ol’ diyecek.

Belki de Eto’o affedilecek ve Pazar günü oynanacak olan Galatasaray maçında yedek kulübesinde oturacak.

Peki bu sorunlar çözülecek mi?

İşte belki de en kritik nokta da burası.

Yani sorunların çözümü.

Antalyaspor’da mutlaka Eto’o sorunu çözüme kavuşmalı.

Ego savaşına ise hiç ama hiç gerek yok.

Başarı ve başarısızlık bir kişiye mal edilemediği gibi, ego savaşlarına girmenin de bana göre bir anlamı yok.

Çünkü ne Eto’o, ne de Morais inanın umurumda bile değil.

Umurumda olan tek şey, Antalyaspor…

Çünkü iş işten geçer, bir daha toparlayamazsak, sonumuz ikinci lig olur.

İşte o zaman da ne Morais kalır, ne de Eto’o…

Yine bizbize kalırız…