Side’de düzenlenen Girit’ten Side’ye Kültür Festivali, beklenmedik bir tartışmanın odağına dönüştü. Festivalde, Yunan bayrağının ön planda olduğu bir kortejin yer alması, özellikle Giritli Türkler tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı.
Girit’ten Side’ye Kültür Festivali’nde yaşanan tartışma, tarihî ve kültürel kimlik meselelerinin ne denli hassas olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Girit’in Osmanlı dönemindeki 400 yıllık Türk varlığı, adada camiler, çeşmeler ve mahallelerle somut bir miras bırakmıştır. Ancak 19. yüzyıldaki ayaklanmalar ve 1923 nüfus mübadelesiyle binlerce Giritli Türk, anavatanlarından koparılmış ve Anadolu’ya yerleşmek zorunda kalmıştır. Bugün Türkiye’de yaşayan Girit kökenliler, bu tarihî bağı canlı tutmaya devam ediyor.
Festivalde Yunan bayrağının ön planda olduğu bir kortejin yer alması, bu mirası görmezden gelen bir tavırdır. Giritli Türklerin tepkisi, yalnızca bir bayrak meselesi değil, aynı zamanda adadaki Türk kimliğinin silinmesine yönelik tarihsel bir direnişin yansımasıdır.
Girit, Osmanlı İmparatorluğu döneminde 400 yılı aşkın bir süre Türk hâkimiyetinde kaldı. Adada camiler, çeşmeler ve Türk mahalleleri inşa edildi. Ancak 19. yüzyılda yaşanan ayaklanmalar ve nüfus mübadelesiyle binlerce Giritli Türk, Anadolu’ya göç etmek zorunda kaldı. Bugün Türkiye’de, özellikle Antalya, İzmir ve Ayvalık gibi bölgelerde yaşayan Girit kökenli vatandaşlar, bu tarihî mirası sahipleniyor.
Festivaldeki Yunan bayraklı kortej, bu hassasiyetleri hiçe sayan bir görüntü oluşturdu. Katılımcılar, "Girit’te Türk izleri silinmeye çalışılıyor, şimdi de Türkiye’de böyle bir sahne mi yaratılacak?" diyerek öfkelendi.
Festivalde yaşananlar Giritli Türk dernekleri tarafından "tarihî gerçeklerin göz ardı edilmesi" olarak değerlendirildi.
Bu olay, kültür festivallerinin nasıl yönetilmesi gerektiği sorusunu da gündeme getirir. Kültürel etkinlikler, elbette çeşitliliği kutlamalı, ancak tarihî gerçekleri görmezden gelerek bir tarafı rencide edecek sahnelerden kaçınılmalı.
Özellikle Girit gibi hassas bir konuda, Türk ve Yunan kültürlerinin iç içe geçmiş mirasını dengeli bir şekilde yansıtmak gerekiyor.Side’de yaşanan bu tartışma, kültürel etkinliklerin siyasi sembollerden arındırılması gerektiğini bir kez daha hatırlattı.
Festivaller, birleştirici olmalı; ayrıştırıcı değil. Giritli Türklerin tepkisi, atalarının mirasına sahip çıkma refleksidir. Gelecekte benzer organizasyonlar düzenlenirken, tarihî hassasiyetlerin dikkate alınması en doğru yaklaşım olacaktır.
Giritli Türkler, Osmanlı döneminden beri adada yaşayan ve kültürlerini koruyan özbeöz Türklerdir. Yunanistan'ın siyasi tutumları nedeniyle Girit kültürünü Yunan kimliğiyle özdeşleştiren etkinlikler, tarihsel gerçekleri perdeleyebilir.
Türklerin ve festival organizatörlerinin bu konuda hassasiyet göstermesi, hem Giritli Türklerin kimliğini koruma hem de uluslararası alanda adil temsil için gereklidir.
Bu arada unutmayın ki Giritte yaşayanlar halihazırda kendilerini Yunanlı geğil Giritli olarak tanıtırlar.....
Yorumlar
Kalan Karakter: