Manavgat Belediye Başkanı Sayın Şükrü Sözen’i kendine has tarzı, yönetim anlayışı ve siyaseti nedeniyle her daim yakından takip ederek, ne yapıp, ne yapamadığını anlamaya çalıştım. Bir taraftan da siyaseten gerek kendi partisi CHP içinde, gerekse Ak Parti ve MHP’de neden ‘yok hükmünde’ kabul edildiğini de çözmek adına herkesi dinledim.
Bir insan ne iş yaparsa yapsın eğer tehlikeli ve anlaşılmaz hatta işe yaramazsa insanlar farkında olmadan o kişi hayatlarından çıkarıp, ‘yok hükmünde’ kabul ederler.
Bir de herkesten farklı karakteriniz, kendinize güveniniz varsa, bir de işinizi çok iyi yapıyorsanız sizin varlığınızdan rahatsız olanlar, rakip olarak içten içe size yetişemeyeceğini anladığında size ‘yok hükmünde’ davranış sergilerler.
Manavgat Belediye Başkanı Sözen’in 2 günlük ilçe daveti sonrasında neden kendisine ‘yok hükmünde’ davranış sergilediklerini çok iyi anladım. Vatandaşla diyalogu, çalışanlarıyla ilişkileri, meclis üyeleriyle iletişimi ve hizmet hafızasıyla Başkan Sözen’in rakipleri tarafından kendisine yetişilemeyeceğinden dolayı ‘yok hükmünde’ davranış sergilendiğini gözlemleme imkanı buldum.
Belediyenin içine girdiğinizde çalışanlarda ne korku, ne de kötü bir bakış ile karşılaşmama, Başkan Sözen’in PR yapmak adına vatandaşa yapmacık ya da mecburi davranmak zorunda kalmadan rahat hareketleri, hizmet adına ilçenin ihtiyaçlarını çok iyi bilmesi ve buna göre yol haritası belirlemesi, beden diline kadar her konuda kendine güveni tam olmasına karşın hiç kimseye tepeden bakmaması, koltukların baki olmadığı bilinciyle hayatın sadece onun yaşını değil, tecrübelerini de arttırdığını çevresindeki herkesin farkında olması, proje yaptım, bakın ben hizmet ediyorum diyerek yaptıklarını olduğu gibi anlatıp, kendini ispatlama adına abartılı dil kullanmaması bana göre siyasetin kirli yüzünü görerek kaçan nadir belediye başkanlarından biri...
Yazımı okurken abarttın diyen, hatta kaba tabirlerle iç geçireniniz olduğunu görür gibiyim.
Ancak biz gazetecileri de anlayın lütfen…
Mutlaka Başkan Sözen’in de hatası, eksiği olmuştur. İnsanız hepimiz hata yaparız. Zaten hiçbir şey yapmayan hata yapmaz. Önemli olan bu eksikliklerin, hataların farkına varıp, düzeltmektir. O kadar kötü örnekleriyle karşı karşıya kaldık ki, siyasi arenanın içinde ister istemez doğru olana sahip çıkma vicdanını taşıyoruz. Sanki annesinin karnından oturduğu koltukla çıkmış, ne kendisi, ne de ekibi hiç hata yapmamış, en iyisi o, hatta en en iyisi o olanları mı isterseniz yoksa o ölümsüz seçilmiş insanın size tepeden bakmasını mı, vatandaşı muhatap almamasını, servetini kul hakkı yiyerek yaparken herkesi saf yerine koymasını mı? İşte bunları görünce Başkan Sözen’in duruşunu takdir edemeden geçemiyorsunuz.
Hele hele bir siyasetçinin ağzından çıkanın hayatında olduğunu, yönetim anlayışında olduğunu hatta siyasetinde olduğunu gördüğünüzde değmeyin keyfime…
Herkes çok güzel konuşuyor ancak hayatlarına baktığımızda konuştuklarıyla çeliştiğini görmek nasıl zulümse, doğruları ilke edinenler de sevindiriyor, umutlandırıyor.
Mesela, Manavgat Belediyesi’nin sloganı ‘özgürce yaşa’…
Bu slogana bayıldım. Belediyenin tanıtım jeneriğinde, 2 gün süren hizmet turunda, başkanla ve ekibiyle özel sohbetlerde, çarşıda vatandaşlarla yaptığım özel sohbetlerde herkesin özgürce yaşadığını anlattıklarından, gördüklerinizden çok iyi anlıyorsunuz.
Ayrıca ilçede hayata geçen hizmetlerde estetiğe, modern çizgilere ve insan ilişkilerinin artması adına oluşturulan meydanlar, parklarda çiçek ile birlikte aşk dilinin işlenmesi gönüllere huzuru, yüzünüzde tebessümü yaşatıyor.
Başkan Sözen, bu bağlamda kendi tabiriyle yol arkadaşlarım dediği ekibini de kendi doğrularıyla seçmiş. İlçe sınırları içinde 106 mahalleye hizmet verirken onlarla birlikte çalışmaktan duyduğu keyfi dile getirmeden edemiyor ve hiçbir şeyi kendine mal edemeden ‘biz yaptık’ cümlesini kullanıyor. Başarının ekip işi olduğunu iyi bilen Başkan Sözen, ‘işini layıkıyla yapanlarla hizmet ediyorum. Hizmet verirken onlarla birlikte üretmek keyif veriyor. İşini iyi yapan yol arkadaşlarım iyi ki varlar’ diye cümle kurması her şeyi özetliyor. Ben de ekibinin de için olan ve ‘basın buluşması’nı gerçekleştiren Başkan Sözen’in Basın Danışmanı Sevgili Nalan Yunusoğlu’na ve tanışma imkanının yanı sıra sohbet etme imkanı bulduğum Manavgat’ın Hatice Ablası Başkan Sözen’in Özel Kalem Müdürü Bayın Hatice Sözen’e (Bu arada belediyede başkanın tek çalışan akrabası. Başka akrabası belediyede çalışmıyor) teşekkür ediyorum.
Hizmet hafızası bu kadar geniş olan bir ekibin Başkan Sözen önderliğinde daha çok başarılara imza atarak, ilçeyi daha güzle yerlere getireceğini ve Manavgat’ta yaşamanın bir ayrıcalık olarak algılanacağını şimdiden dile getirebilirim.
REKOR KIRACAĞIM
Manavgat Belediye başkanlığı yapanlardan geriye eski belediye başkanlarından Akay Şener ile Zeynel Şenol kalmış. Çünkü Manavgat’ta belediye başkanlığı yapanlar sapasağlam göreve gelir ardından da ciddi anlamda özellikle şeker ve kalp hastası olurlarmış. Başkanların ortak özellikleri ilçede espri konusu haline gelmiş. Yaşayan eski başkanlar Şener ve Şenol da şeker ve kalp hastalığından dolayı ciddi manada tedavi gören insanlarmış. Başkan Sözen, bir cemiyette sohbet ettikleri yaşayan eski belediye başkanları Akay Şener ile Zeynel Şenol’a ‘Manavgat’ta rekor kıracağım. Sizi geçeceğim’ demiş.
İki başkan da sinirlenerek, ‘nasıl olur da bizi geçersin?’ diyerek, ciddi ciddi Başkan Sözen’e yüklenmeye başlamışlar. Başkan Sözen ise, gülerek ‘şeker ve kalp hastası olmadan belediye başkanlığımı tamamlayıp, rekor kıracağım’ diye konuşunca herkes kahkahalara boğulmuş. Başkan Sözen, sağlığına çok dikkat ettiğini, spor yapmayı, yürüyüşleri asla ihmal etmediğini dile getirerek, bu güzel yaşadığı hikayeyi bizlerle paylaştı.