Son zamanlarda sosyal medya üzerinde kullanılan kelimelere göre insanların ötekileştirilmesini şaşkınlıkla takip ediyorum.
Hayırlı günler, inşallah, maşallah gibi kelimeleri kullananlara Ak Partili. Mutlu günler, umarım olur, ışığı bol olsun gibi kelimeleri kullananlara CHP'li. Vatanım sağolsun, bayrağım dalganlansın gibi kemileri kullananlara da MHP'li diye damga vurularak, insanların yaptığı yorumlara şaşırıyorum.
Kökenimiz hangi etnik gruptan olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti'nde atalarımızdan günümüze kadar gelen ortak dilimiz var. Ortak dilin bizlere öğrettiği ortak tepki de, ortak mutluluklarda, ortak heyecanlarda aynı kelimelerle yanıt vermemiz.
Düğünlere, işyeri açılışına, yeni bir mal alındığında kendimizi ifade edeceğimiz ortak cümlemiz, hayırlı olsundur.
Kullandığımız kelimelerin cinsiyeti ya da siyasi görüşü yoktur. Bu kelimeler ortak kültürümüzü ifade eder. Bu tartışmalar yaşanırken sıra buna mı geldi demekten kendimi alamadım.
Konuşurken ya da yazarken kelimelerini doğru seçmek, üslup uygunluğunu yakalamak başka bir şeydir, cümle içinde kullanılan kelimeleri ötekileştirmek, siyasi kimlik yüklemek hatta cinsiyet vermek başka bir şeydir.
Kişi kendini nasıl ifade edebiliyorsa, ahlak sınırları çerçevesinde mutluluğunu ve üzüntüsünü istediği kelimeleri kullanarak anlatmakta özgürdür. Bu özgürlüğe müdahale edilemez. Bunlar toplumumuzda yazılmayan kurallardır. Eğer bu kadar bile birbirimize tahammül edemiyorsak, bu gidişat bizi aydınlığa taşımaz.
Kelimeler bizlerin özü, tarihi ve kültürüdür. Bunlara hepimiz sahip çıkmak zorundayız.