Antalyaspor Vakfı eski başkanlarından Ali Yılmaz, uzun süren sessizliğini Hürses Gazetesi’ne bozdu. Camianın önde gelen isimlerinden olan, Hasan Akıncıoğlu döneminde başkan yardımcılığı görevini yürüten ve sonrasında Antalyaspor Vakfı Başkanlığı yapan Ali Yılmaz ile hakkında ortaya atılan iddiaları ve kırmızı beyazlı kulübün bugününü değerlendirmesini istedik.
ANTALYASPOR VAKFI BİR KAPALI KUTU MU?
Evet böyle bir görüntü var. Vakfın üye sayısının az oluşu ile ilgili bazı eleştiriler yapılıyor. Aslında böyle olması bence daha iyi bir durum.
Sizin döneminizden bahsedersek
Vakıf aynı zamanda bir denetleme organı. Benim dönemimde, Anonim Şirketin hizmetlerini denetleme görevini ’de yaptık. Bizim dönemimizde güçler ayrılığı olmuştu.
O dönem vakıf olarak çok iyi işler yapmaya çalıştık, faydamız olduğuna inanıyorum.
VAKIF NE GİBİ PROJE ÜRETEBİLİR
Vakıf vasıtasıyla bazı projeler daha kolay yapılabilir. Örneğin bizim hastane projemiz vardı o dönemde. Bu gibi projeler üretilebilir. Bizim dönemimizde alt yapıya otobüs aldık, hentbol takımına otobüs aldık, bünyemiz içerisindeki genç sporculara burslar verdik. Ecri Misil borçlarını ödedik. Hasan Subaşı Tesislerinin korunması anlamında çalışmalar yapmıştık, bu çalışmalar devam ettirilebilir.
Hakkınızda benzin istasyonu iddiası var
Hasan Subaşı Tesisleri önündeki Saraçoğlu petrol tesisi ile ilgili şunu belirtmeliyim. O tesisi öncelikle ben almadım. Bu tarz söylentiler çok komik, burada herhangi bir rant yok. Orası yıllar önce yap-işlet-devret şeklinde alınmış. Burasının kiralaması benim başkanlığımdan çok önce yapılmıştı. Burası ile ilgili benim hiçbir çekincem yoktur. Bu iddiaları ortaya atanlar; kendilerinin çok şaibesi olduğu için spekülasyon yaratmaya çalışıyorlar. Burası, Saraçoğlu'ndan BP olarak Büyükgebizlere kiraya verilmiştir. Ruhsat sorunu olunca Büyükgebizler ile anlaşılamamış ve bende BP firmasının distribütörü olmam nedeni ile BP’nin talebi nedeni ile burayı işletme zorunluluğum doğmuştur.
Orası Saraçoğlu'nun, o istasyon hiç kimsenin rant sağladığı bir yer değil.
O alan 50 yıllığına Saraçoğlu ailesinin kullanımında olan bir alan.
ANTALYASPOR’U KİŞİSEL İŞLERİME ALET ETMEM
Gencer’in sizin hakkınızda iddialarda bulundu
Gültekin Gencer geçtiğimiz hafta Hürses ile yaptığı röportajında benim hakkımda iddialarda bulundu. Bu iddialara da benim cevap hakkım doğdu. Gültekin Gencer’i iyi tanırım. Eskiye dayanan arkadaşlığımız vardır. Gencer, ile ilgili başkalarını bilmem ama benim herhangi yüzleşemediğim bir konu söz konusu değildir. En rahat benimdir. Kendisiyle en çok mücadele eden de benimdir. Gencer kendini aklamak için, bir takım kelime oyunları yapar, hata bunları çok da iyi yapar. Ben Antalyaspor'da ikinci başkanlık görevi yaptım, dernekte asbaşkanlık yaptım, vakıfta da başkanlık yaptım. Bu görevleri hiçbir zaman kendi kişisel işlerim lehine kullanmadım. Biz takımla aynı otelde kalmazdık. Deplasmana gittiğimiz zaman otel paramızı kendi cebimizden öderdik, hatta diğer takım yöneticileri şaşırırdı. Ben; vatanıma, milletime önem veren bir insanım. Ayrıca bütün Antalya iyi bilir, ben ticari etik değerlere çok önem veren bir insanımdır. Hiç kimse ne Antalyaspor'dan dolayı, ne de ticari işlerimden dolayı bana bir şey diyemez.
KİŞİSEL KREDİLERİMİZİ KULLANDIRDIK
Gencer, ‘Ali Yılmaz Antalyaspor’a faiz uygulattı’ diyor. İşin aslı şudur. Hasan Akıncıoğlu göreve başladığında işin mali boyutu; Hasan Akıncıoğlu, Erol Taşkoparan ve bendeydi. Ankara'ya gittiğimizde bir faktorink şirketi ile oturup konuştuk. ‘Size para lazımdır, para kullandıralım’ dediler.
Faiz oranları ise çok yüksekti. Ben, Antalyaspor'a en fazla faizsiz borç veren kişiyimdir. Biz o dönem faktoring şirketinden yüksek faizli kredi almak istemedik. Gittik, kendi kişisel kredimizi kullandık. Hatta o dönem biz, kendi şahsi kredilerimizi yüzde 8 ile kullandırttık, faktoring firmaları ise o dönem yüzde 24 ile kredi veriyordu. Düşük faizler ile finansmanı sağladık. 26 adet davayı bitirdik. Bir kulüp teslim edilirken, borcu içinde hakkında açılan davalar gözükmez. Gencer, sıfır dava ile aldığı kulübü, 30 tane dava ile teslim etti. Bunlar borç olarak gözükmüyor tabii ki. Keşke Gencer de benim gibi kendi şirketinden Antalyaspor'a, bankanın aldığı faizden para kullandırabilseydi.
KİMSENİN ADAMI OLMADIM
Ayrıca bana birilerinin adamı demiş. Ben kimsenin ne adamı oldum, nede adamı olabildim.
Sanıyorum ‘Birilerinin adamı’ derken Menderes Türel’den bahsediyor. Keşke, sayın Türel’in adamı olabilseydim. Sayın Menderes Türel daha Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmemişti. Ben kulüpteki olumsuzlukları görünce mücadeleyi başlattım. Keşke Menderes Türel’in adamı olabilseydim. Yıllarca sayın Türel ile kırgın gezdim. Buna sebep de bu insanlardır.
Faiz uyguladınız mı?
Maliyeden denetime geldiler, ‘Tüzel kişi Antalyaspor Anonim Şirketi’ne borç veremez. Borç verirse faiz almak zorunda’ dediler. Biz durumu anlatınca ‘Madem siz burada iyi niyetle bir iş yapıyorsunuz. Ceza kesersek çok büyük bir meblağı Antalyaspor olarak ödemek zorunda kalırsınız. 30 bin T’lik bir fatura kesin olmazsa’ önerisinde bulundular. O dönem 30 bin lira fatura kesmek konuda kaldık, çünkü çok daha büyük bir ceza yazılacaktı. Bu faturayı da kulübe yollayıp, akabinde kulübe geri iade ettim. O parayı da kendime almadım. Çoğu kez isterlerse yargıya gidelim, ben çok müsterihim dedim ama gidemediler. Çünkü kendileri yargılanacaklardı.
EN ÇOK UÇAK KALDIRAN BENİM
Ben, yöneticilik yaptığım dönemde en çok deplasman uçağı kaldıran kişiyim. Gültekin Gencer döneminde Bursa deplasmanının özel uçak organizasyonunu üstlendim. Hatta orada beni aldattılar. Ben o dönem iki uçak faturası ödedim. Uçak beklememiş dönmüş dediler, iki uçak faturası gönderdiler, ikisini de ödedim.
OFFSHORE HESAPLARA GİDEN PARALAR
O dönem anonim şirkete, Vakfın parasını istediler vermedim. O dönem, ‘sözde’ Antalyalı Yusuf Şimşek ve Metin Korkmaz'ı getirdi. Ben İstanbul’da Samsunspor ile oynanan maçın tüm masraflarını kendi şahsımdan karşıladım. Ayrıca Cihan Bulut döneminde Ankara deplasmanında Gençlerbirliği maçının sponsorluğunu üstlenmiştim. Bu sponsorlukları açıklamamalarının daha doğru olacağını söylemiştim. Bana göre Gencer röportaj vereceğine, son döneminde Offshore hesaplarına giden 40 milyon liranın hesabını vermeli. Bir gün verecek inşallah. Oradan gelen danışmanlık faturalarının açıklamasını yapmalı. Bizim dönemimizde menajerlere ödenen para en fazla yüzde yediydi. Gencer 500 bin Euro'luk futbolcunun menajerine 1.5 milyon Euro para ödedi. Bunun dünyada örneği yoktur. Antalyaspor'un çöküşü Metin Korkmaz ve Yusuf Şimşek ile başlamıştır. Yusuf Şimşek 40 bin TL para alıyordu, Antalyaspor'dan 4.5 milyon TL para aldı. Artı 450 bin TL de Metin Korkmaz'a gitti. Ben o dönemde bunlara inanamadım. Dündar Uluğkay’a, ‘Yolsuzluklar duyuyorum, bu gidişat iyi değil. Bu şekilde gidersek, amatör kümeye düşeriz’ uyarısında da bulunmuştum.
AÇILAN DAVA NE OLDU?
Benim açmış olduğum bir dava var, bu dava devam diyor. Hukuk davası bilirkişide şuan. Bu dava ile ilgili bana, genel kurul yetkisi aldığım halde Antalyaspor'dan hiçbir bilgi aktarılmadı. Genel kurul kararı var ama inceletmediler. Ayrıca bir dava daha var. O dönem Gencer hakkında ceza davası açıldı. Suç duyurusunda bulunulmuştu. Ne oldu o dava, kimse bilmiyor. Ama bunları kripto yöneticiler biliyor. Ben takip ediyorum ama bulamadım, o dava ne oldu belli değil, yapılan suç duyurusu ne oldu belli değil.
ÖZTÜRK’E SESLENİYORUM
Buradan Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk’e de seslenmek istiyorum. Gültekin Gencer hakkında açılan suç duyurusu ne oldu. Hiç takip ettiniz mi? Sayın Öztürk bu işin takipçisi olmalıdır. Hukuk davasını ben açtım devam ediyor ve ben bu davayı takip ediyorum, ceza davasını da sayın Ali Şafak Öztürk takip etmelidir çünkü şuan kulübün başkanı kendisidir. Ben kendi adıma hakkımda açılan bütün davalardan beraat ettim.
RUHSAT İŞİNİ İYİ BİLİR
Biz firma olarak; akaryakıt, gıda ve döviz sektöründe Antalya çapında önemli işler yapan bir firmayız. On tane istasyon işletiyoruz, Merkez istasyonun ruhsatını ben, Manavoğlu döneminde Muratpaşa Belediyesi’nden aldım. Sayın Gencer, ruhsat işlerini iyi bilir. O dönem kendisi Muratpaşa Belediye Başkan yardımcısıydı. Ben Antalyaspor adını kullanarak rant sağlamak için hiçbir zaman ruhsat almadım. Benzinlik ruhsatı aldı diyor, ben ne dediğini tam anlamadım. Sanırım herkesi kendisi gibi zannediyor. Gencer belki de, daha fazla petrol istasyonu açmamı istemiyordur. Kendisinin bir malum dönemi var. O dönem, bana akaryakıt satmak istedi, ben almadım. İyi ki de almamışım, belki ondan bu şekilde bana asılsız iddialarda bulunuyordur diye düşünüyorum.
ANTALYASPOR’UN EN BÜYÜK ŞANSI
Ali Şafak Öztürk geldiğinde çok sevinmiştim. Çünkü kentte başka bir alternatif yok. Güçler ayrılığının gerekli olduğunu düşünüyordum ama güçler ayrılığında biz başarılı olamadık. Öztürk ise iyi bir yönetim gösterdi mi derseniz, ekonomik açıdan gösterememiştir. Ama sayın Fikret Öztürk’ün Antalyaspor Derneği Başkanı olması ile birlikte ekonomik anlamda da bir başarı yakalanacaktır. Ayrıca Antalyaspor'un en büyük şansı Sedat hocadır. Ona çok güveniyorum. Biz Sedat hocayı getirdikten sonra çok önemli bir ivme kazandık. Bu dönem de Antalyaspor için bir şanstır. Ben Sedat Karabük hayranıyımdır.
ANTALYASPOR VAKFI BİR KAPALI KUTU MU?
Evet böyle bir görüntü var. Vakfın üye sayısının az oluşu ile ilgili bazı eleştiriler yapılıyor. Aslında böyle olması bence daha iyi bir durum.
Sizin döneminizden bahsedersek
Vakıf aynı zamanda bir denetleme organı. Benim dönemimde, Anonim Şirketin hizmetlerini denetleme görevini ’de yaptık. Bizim dönemimizde güçler ayrılığı olmuştu.
O dönem vakıf olarak çok iyi işler yapmaya çalıştık, faydamız olduğuna inanıyorum.
VAKIF NE GİBİ PROJE ÜRETEBİLİR
Vakıf vasıtasıyla bazı projeler daha kolay yapılabilir. Örneğin bizim hastane projemiz vardı o dönemde. Bu gibi projeler üretilebilir. Bizim dönemimizde alt yapıya otobüs aldık, hentbol takımına otobüs aldık, bünyemiz içerisindeki genç sporculara burslar verdik. Ecri Misil borçlarını ödedik. Hasan Subaşı Tesislerinin korunması anlamında çalışmalar yapmıştık, bu çalışmalar devam ettirilebilir.
Hakkınızda benzin istasyonu iddiası var
Hasan Subaşı Tesisleri önündeki Saraçoğlu petrol tesisi ile ilgili şunu belirtmeliyim. O tesisi öncelikle ben almadım. Bu tarz söylentiler çok komik, burada herhangi bir rant yok. Orası yıllar önce yap-işlet-devret şeklinde alınmış. Burasının kiralaması benim başkanlığımdan çok önce yapılmıştı. Burası ile ilgili benim hiçbir çekincem yoktur. Bu iddiaları ortaya atanlar; kendilerinin çok şaibesi olduğu için spekülasyon yaratmaya çalışıyorlar. Burası, Saraçoğlu'ndan BP olarak Büyükgebizlere kiraya verilmiştir. Ruhsat sorunu olunca Büyükgebizler ile anlaşılamamış ve bende BP firmasının distribütörü olmam nedeni ile BP’nin talebi nedeni ile burayı işletme zorunluluğum doğmuştur.
Orası Saraçoğlu'nun, o istasyon hiç kimsenin rant sağladığı bir yer değil.
O alan 50 yıllığına Saraçoğlu ailesinin kullanımında olan bir alan.
ANTALYASPOR’U KİŞİSEL İŞLERİME ALET ETMEM
Gencer’in sizin hakkınızda iddialarda bulundu
Gültekin Gencer geçtiğimiz hafta Hürses ile yaptığı röportajında benim hakkımda iddialarda bulundu. Bu iddialara da benim cevap hakkım doğdu. Gültekin Gencer’i iyi tanırım. Eskiye dayanan arkadaşlığımız vardır. Gencer, ile ilgili başkalarını bilmem ama benim herhangi yüzleşemediğim bir konu söz konusu değildir. En rahat benimdir. Kendisiyle en çok mücadele eden de benimdir. Gencer kendini aklamak için, bir takım kelime oyunları yapar, hata bunları çok da iyi yapar. Ben Antalyaspor'da ikinci başkanlık görevi yaptım, dernekte asbaşkanlık yaptım, vakıfta da başkanlık yaptım. Bu görevleri hiçbir zaman kendi kişisel işlerim lehine kullanmadım. Biz takımla aynı otelde kalmazdık. Deplasmana gittiğimiz zaman otel paramızı kendi cebimizden öderdik, hatta diğer takım yöneticileri şaşırırdı. Ben; vatanıma, milletime önem veren bir insanım. Ayrıca bütün Antalya iyi bilir, ben ticari etik değerlere çok önem veren bir insanımdır. Hiç kimse ne Antalyaspor'dan dolayı, ne de ticari işlerimden dolayı bana bir şey diyemez.
KİŞİSEL KREDİLERİMİZİ KULLANDIRDIK
Gencer, ‘Ali Yılmaz Antalyaspor’a faiz uygulattı’ diyor. İşin aslı şudur. Hasan Akıncıoğlu göreve başladığında işin mali boyutu; Hasan Akıncıoğlu, Erol Taşkoparan ve bendeydi. Ankara'ya gittiğimizde bir faktorink şirketi ile oturup konuştuk. ‘Size para lazımdır, para kullandıralım’ dediler.
Faiz oranları ise çok yüksekti. Ben, Antalyaspor'a en fazla faizsiz borç veren kişiyimdir. Biz o dönem faktoring şirketinden yüksek faizli kredi almak istemedik. Gittik, kendi kişisel kredimizi kullandık. Hatta o dönem biz, kendi şahsi kredilerimizi yüzde 8 ile kullandırttık, faktoring firmaları ise o dönem yüzde 24 ile kredi veriyordu. Düşük faizler ile finansmanı sağladık. 26 adet davayı bitirdik. Bir kulüp teslim edilirken, borcu içinde hakkında açılan davalar gözükmez. Gencer, sıfır dava ile aldığı kulübü, 30 tane dava ile teslim etti. Bunlar borç olarak gözükmüyor tabii ki. Keşke Gencer de benim gibi kendi şirketinden Antalyaspor'a, bankanın aldığı faizden para kullandırabilseydi.
KİMSENİN ADAMI OLMADIM
Ayrıca bana birilerinin adamı demiş. Ben kimsenin ne adamı oldum, nede adamı olabildim.
Sanıyorum ‘Birilerinin adamı’ derken Menderes Türel’den bahsediyor. Keşke, sayın Türel’in adamı olabilseydim. Sayın Menderes Türel daha Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmemişti. Ben kulüpteki olumsuzlukları görünce mücadeleyi başlattım. Keşke Menderes Türel’in adamı olabilseydim. Yıllarca sayın Türel ile kırgın gezdim. Buna sebep de bu insanlardır.
Faiz uyguladınız mı?
Maliyeden denetime geldiler, ‘Tüzel kişi Antalyaspor Anonim Şirketi’ne borç veremez. Borç verirse faiz almak zorunda’ dediler. Biz durumu anlatınca ‘Madem siz burada iyi niyetle bir iş yapıyorsunuz. Ceza kesersek çok büyük bir meblağı Antalyaspor olarak ödemek zorunda kalırsınız. 30 bin T’lik bir fatura kesin olmazsa’ önerisinde bulundular. O dönem 30 bin lira fatura kesmek konuda kaldık, çünkü çok daha büyük bir ceza yazılacaktı. Bu faturayı da kulübe yollayıp, akabinde kulübe geri iade ettim. O parayı da kendime almadım. Çoğu kez isterlerse yargıya gidelim, ben çok müsterihim dedim ama gidemediler. Çünkü kendileri yargılanacaklardı.
EN ÇOK UÇAK KALDIRAN BENİM
Ben, yöneticilik yaptığım dönemde en çok deplasman uçağı kaldıran kişiyim. Gültekin Gencer döneminde Bursa deplasmanının özel uçak organizasyonunu üstlendim. Hatta orada beni aldattılar. Ben o dönem iki uçak faturası ödedim. Uçak beklememiş dönmüş dediler, iki uçak faturası gönderdiler, ikisini de ödedim.
OFFSHORE HESAPLARA GİDEN PARALAR
O dönem anonim şirkete, Vakfın parasını istediler vermedim. O dönem, ‘sözde’ Antalyalı Yusuf Şimşek ve Metin Korkmaz'ı getirdi. Ben İstanbul’da Samsunspor ile oynanan maçın tüm masraflarını kendi şahsımdan karşıladım. Ayrıca Cihan Bulut döneminde Ankara deplasmanında Gençlerbirliği maçının sponsorluğunu üstlenmiştim. Bu sponsorlukları açıklamamalarının daha doğru olacağını söylemiştim. Bana göre Gencer röportaj vereceğine, son döneminde Offshore hesaplarına giden 40 milyon liranın hesabını vermeli. Bir gün verecek inşallah. Oradan gelen danışmanlık faturalarının açıklamasını yapmalı. Bizim dönemimizde menajerlere ödenen para en fazla yüzde yediydi. Gencer 500 bin Euro'luk futbolcunun menajerine 1.5 milyon Euro para ödedi. Bunun dünyada örneği yoktur. Antalyaspor'un çöküşü Metin Korkmaz ve Yusuf Şimşek ile başlamıştır. Yusuf Şimşek 40 bin TL para alıyordu, Antalyaspor'dan 4.5 milyon TL para aldı. Artı 450 bin TL de Metin Korkmaz'a gitti. Ben o dönemde bunlara inanamadım. Dündar Uluğkay’a, ‘Yolsuzluklar duyuyorum, bu gidişat iyi değil. Bu şekilde gidersek, amatör kümeye düşeriz’ uyarısında da bulunmuştum.
AÇILAN DAVA NE OLDU?
Benim açmış olduğum bir dava var, bu dava devam diyor. Hukuk davası bilirkişide şuan. Bu dava ile ilgili bana, genel kurul yetkisi aldığım halde Antalyaspor'dan hiçbir bilgi aktarılmadı. Genel kurul kararı var ama inceletmediler. Ayrıca bir dava daha var. O dönem Gencer hakkında ceza davası açıldı. Suç duyurusunda bulunulmuştu. Ne oldu o dava, kimse bilmiyor. Ama bunları kripto yöneticiler biliyor. Ben takip ediyorum ama bulamadım, o dava ne oldu belli değil, yapılan suç duyurusu ne oldu belli değil.
ÖZTÜRK’E SESLENİYORUM
Buradan Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk’e de seslenmek istiyorum. Gültekin Gencer hakkında açılan suç duyurusu ne oldu. Hiç takip ettiniz mi? Sayın Öztürk bu işin takipçisi olmalıdır. Hukuk davasını ben açtım devam ediyor ve ben bu davayı takip ediyorum, ceza davasını da sayın Ali Şafak Öztürk takip etmelidir çünkü şuan kulübün başkanı kendisidir. Ben kendi adıma hakkımda açılan bütün davalardan beraat ettim.
RUHSAT İŞİNİ İYİ BİLİR
Biz firma olarak; akaryakıt, gıda ve döviz sektöründe Antalya çapında önemli işler yapan bir firmayız. On tane istasyon işletiyoruz, Merkez istasyonun ruhsatını ben, Manavoğlu döneminde Muratpaşa Belediyesi’nden aldım. Sayın Gencer, ruhsat işlerini iyi bilir. O dönem kendisi Muratpaşa Belediye Başkan yardımcısıydı. Ben Antalyaspor adını kullanarak rant sağlamak için hiçbir zaman ruhsat almadım. Benzinlik ruhsatı aldı diyor, ben ne dediğini tam anlamadım. Sanırım herkesi kendisi gibi zannediyor. Gencer belki de, daha fazla petrol istasyonu açmamı istemiyordur. Kendisinin bir malum dönemi var. O dönem, bana akaryakıt satmak istedi, ben almadım. İyi ki de almamışım, belki ondan bu şekilde bana asılsız iddialarda bulunuyordur diye düşünüyorum.
ANTALYASPOR’UN EN BÜYÜK ŞANSI
Ali Şafak Öztürk geldiğinde çok sevinmiştim. Çünkü kentte başka bir alternatif yok. Güçler ayrılığının gerekli olduğunu düşünüyordum ama güçler ayrılığında biz başarılı olamadık. Öztürk ise iyi bir yönetim gösterdi mi derseniz, ekonomik açıdan gösterememiştir. Ama sayın Fikret Öztürk’ün Antalyaspor Derneği Başkanı olması ile birlikte ekonomik anlamda da bir başarı yakalanacaktır. Ayrıca Antalyaspor'un en büyük şansı Sedat hocadır. Ona çok güveniyorum. Biz Sedat hocayı getirdikten sonra çok önemli bir ivme kazandık. Bu dönem de Antalyaspor için bir şanstır. Ben Sedat Karabük hayranıyımdır.