Salı Sohbetleri’nin konuğu olan Ak Parti İl Başkanı Rıza Sümer, merak edilen tüm soruları yanıtladı. Son 6 ayda oldukça kilo veren İl Başkanı Sümer, özel bir uygula yapmadığını, koşturmaktan fazla kilolarını verdiğini söyledi. İşte İktidar Partisi İl Başkanı Rıza Sümer’in anlattıkları:
7 HAZİRAN AKLIMIZIN KÖŞESİNDE
1 Kasım seçimlerinden sonra partinizin üyelerinin bilgilerini güncellediniz. Bununla birlikte şu an 200 binin üzerinde olan üye sayınızı 500 bine çıkarma hedefiniz var. Konuyla ilgili çalışmalarınız nasıl gidiyor?Şu an da 281 bin üyemiz var. 1 Kasım seçimlerinden sonra siyasi tarihin rekorunu kırdık. Kimse bizim aldığımız oy oranını alamamış. Milletvekillerinin yarısını aldık. Bu sonuçtan kimse rehavete kapılmasın diye 500 bin üye hedefini belirledik. Çünkü 7 Haziran seçimini unutmuyoruz. 7 Haziran'da AK Parti siyasi tarihinde ilk defa tek başına iktidara gelemedi. Bu nedenle bu sonucu unutmuyoruz, aklımızın bir köşesinde duruyor. Biz diyoruz ki, 560 bin oyumuz var, 500 bin üyemiz olsun. Bazı kesimler bunu ütopik buluyor ama hayal değil. Bugünden yarına olacak bir iş de değil bu. 2019 seçimlerine kadarki hedefimiz bu. Devamlı göç alan bir şehirde yaşıyoruz. Yıllık 50 bin kişi geliyor. Gelenler farklı siyasi görüşlerden olabilir, bizim partimizden olabilir, bunları da kattığımız zaman hayal olmadığını görüyoruz. 281 bin üyemizin de güncellemesini yaptık. Randevu alıp tek tek kapılarını çaldık. Partimizden memnun olup olmadıklarını, devam edip etmek istemediklerini, aktif olarak siyasetin için olmak isterler mi diye sorduk. Eksik bilgilerini tamamladık. Şimdi üyelerimizin hepsinden partimize 1 kişiyi üye yapmalarını istiyoruz. Hepsinden bir üye istediğimizde zaten bu hedefe ulaşmış oluyoruz.
ELİME MİKROFON ALMAMIŞTIM
Son dönemde basınla ilgili aranızda bir mesafe var gibi görünüyor. Bu kopukluk neden kaynaklanıyor?
Ben önceden Tanıtım Medya Başkanı olarak görev yapıyordum. Bizde en aktif görev teşkilat başkanlığıdır. Bu görevi ben daha önce hiç yapmadım. Genel olarak işin mutfağındaydım. İl Başkanı olana kadar elime mikrofon almamıştım. Mutfak kısmında çalıştığım için ön plana çıkmadım. Bir buçuk yıldır teşkilatlarımla her türlü etkinliğe katıldım. Çünkü beni tanımalarını istedim. Daha çok kendi içimizde olduk. Dışarı belki bu nedenle açılmadık diyebilirsiniz. Ama sosyal medya çok aktif. Sosyal medya sayesinde anında her şeyi ulaştırabiliyorsunuz. Biraz da bundan kaynaklanıyor. Kendi açımdan bakıldığında dışarı kapanma gibi bir durum söz konusu değil. Mahallelerimizi kapı kapı gezerek toplantılar yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Daha çok teşkilat çalışmasına ağırlık verdiğimiz için basınla diyalogları yavaşlatmış olabiliriz. Ancak bundan sonrası için daha hızlı olacak. Basınla her 15 günde bir araya geleceğiz.
ÇALIŞMAYAN KENDİNİ BİTİRİYOR
Rıza Sümer ile birlikte çalışmak zor mu?Benimle çalışmak zor değil aslında. Fazla ısrarcı olmam. Tek başıma çalışma konusunda sıkıntım yok. Ama arkadaşlar seçim sürecinde çok fazla çalıştı. Zaten yönetim kuruluma baktığınızda hepsi kendi işinde başarılı, ehliyet sahibi insanlar. Zaten buna göre isim seçiyoruz. Adama göre iş değil, işe göre adam seçiyoruz. Rıza Sümer ile çalışmak diye bir şey yok, AK Parti ile çalışmak diye bir şey var. Partiye sadık olan herkesle uyum içinde çalışıyoruz. Herkes çalışıyor. Çalışmayan zaten kendi kendini bitiriyor, sistem içinden eleniyor.
KEFİLSİZ OLMAZ!..
Belirli kriterlerdeki insanları seçiyorsunuz. Peki Paralel Yapı'ya yakın olan isimleri de araştırıyor musunuz?
‘Paralel Yapı'yı hepimiz tanıyoruz artık. Maalesef bazı şeylerden vazgeçemiyor, kendi pencerelerinden bakıyorlar. Tabi biz de değerlendirmemizi yapıyoruz. Devletin yanında başka bir yapıya kesinlikle müsaade edemeyiz. Vatanını seven her vatandaşın buna müdahale etmesi gerekiyor. İstihbarat kaynaklarımız yok ama sosyal medya var. Sosyal medyadan her şeyi anlayabiliyoruz. Bizde en önemli şey kefillik. Kefil olacağınız adama cebinizden 5 bin lira borç veremiyorsanız, kefil olmayın diyorum. Sonuçta bu milletin bize bir emaneti, bu emanete sahip çıkmamız gerekiyor.
ÖNCELİĞİMİZ SİYASET DEĞİL
Partiler üzerinden yapılan tartışmalar var. CHP’de Ruhi Beşiktaş'ın teşekkür mevzusu var. Ercan Merthatun, Önder Önen gibi isimler CHP içinde tartışma konusu oluyor, bunu biliyoruz ama AK Parti'de bunlar nasıl değerlendiriliyor?Ruhi Beşiktaş'ın teşekkür mevzusunu ben son derece doğal karşılıyorum. Doğru yapılan bir şeyi parti gözetmeksizin takdir etmek erdemli bir davranıştır. Böyle bir durum olsa ben de başka partiden birini ararım. MHP'de Mehmet Günal Genel Başkan Yardımcısı oldu, aradım tebrik ettim. Millete rağmen siyaset yapmanın sonuçları bunlar. Siyasi nezakettir bu. Dostluğumuz olan bir insanı tebrik etmekte hiçbir sakınca yok. Siyaset öncelik olmamalı. Siyaset öncelik olursa bu kez hizmet aksar. Bizim önceliğimiz hizmet olmalı. Önceliğini siyaset yapanlar zaten kaybediyor. Görmedikleri yenilgi kalmadı bu nedenle.
BİZE MESAFELİ OLURSANIZ KAYDERSİNİZ
Antalya bir ATSO krizi yaşadı. Konuşulmayan bir şey var. Krizin başlangıç noktası olarak davetiye dağıtımında davetiyenin size posta yoluyla iletilmesi gösterildi. Bu doğru mudur?Hayır, Davut Çetin bizzat kendisi geldi. Ama CHP İl Başkanı'ndan sonra geldi. Ben de sosyal medyadan gördüm. Bizim asıl kastımız sivil toplum kuruluşunun bir siyasi partiye ayrıcalık tanımasıdır. Biz gelsin bizimle birlikte çalışsın demiyoruz, biz siyasi partilere eşit mesafede olsun diyoruz. Başkanı bir siyasi partide görev almış olabilir, bunda hiçbir sakınca yok. AESOB Başkanı da bizim yönetim kurulu üyemizdi, ancak başkan seçildikten sonra yönetim kurulundan istifa etti. Çünkü o koltuğa oturduğunda diğer partili esnafın da başkanı olacak. Bizim derdimiz yaşanan sıkıntıların çözülmesidir. Siyasi pencereden bakarsanız diğer tarafın çalışmalarını göremezsiniz. Güçlü bir iktidar partisi var, Antalya'nın Bakanı var. Eğer buna mesafeli durursanız kaybedersiniz, Antalya kaybeder. Ödül konusunda da şimdiye kadar hiçbir siyasiye ödül verilmedi. Ödül verilmesi gerekiyorsa Menderes Türel'e verilmeliydi. Çünkü ATSO'nun arsasını ve binasını kazandırdı. Bu sayede Antalya Kültür Sanat Vakfı kurulabildi.
FİTNE SOKMAK İSTEYENLERE FIRSAT VERMİYORUZ
Antalya'da görünen hatta Ankara'da herkesi kıskandıran bir uyum var partinizde. Bu uyumu yakalamak zordur. Bunun sebebi patronun belli olması mı yoksa patronun olmaması mıdır?
Bu kentte bir patron yok. Demokrasilerde patron olmaz. Patron Antalyalılardır. Biz yapacağımız her işi Antalyalılara soruyoruz. Anketler yapıyoruz, görüşler alıyoruz. Yapma dediklerini, yapmıyoruz. Seçim vaatlerimizi de vatandaşa sorarak belirledik. Birlik, beraberlik önceden beri gelen bir süreç. 2002'de yüzde 21'le başladık, şimdi oyumuzu yüzde 100 arttırdık. Bu başarının sebebi birlik ve beraberliktir. Bunu bozmamak için de çaba sarf ediyoruz. Kimin amacının ne olduğunu biliyoruz, fitne sokmak isteyenlere fırsat vermiyoruz. Çoğunluğun aldığı karar birimizin kafasına uymasa, onu ikna etmeye çalışıp uygulamaya koyuyoruz. Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu da fikirlerimize saygı gösteriyor. Yeri geldiğinde 'tamam dediğiniz gibi olsun' diyebiliyor.
ANTALYASPOR SİYASİ PARTİNİN
ARKA BAHÇESİ DEĞİLDİR
Siyaset ister istemez her noktaya giriyor. Futbolda da aynı şekilde girmese bile içine çekiliyor. Gültekin Gencer de bunu ima etti. Siz bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?Biz elimizden gelen desteği verir, yardımcı oluruz. Yönetime müdahil olmak gibi bir durumumuz söz konusu değil. Antalyaspor hiçbir siyasi partinin arka bahçesi olmamalı. Siyasetin her tarafa müdahil olması toplum için iyi değil. Ben siyasetçiysem teşkilatlarıma, vazifelerime bakarım.
Yorumlar
Kalan Karakter: