Salı Sohbetleri’nin konuğu olan CHP Antalya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Akaydın’la bilim adamlığından, belediye başkanlığına, partisi CHP’den Akara siysaetine kadar herşeyi konuştuk. Prof. Dr. Akaydın, “Ankara siyasetinde beklediğimi bulamadım ama bu benim için yeni bir durum değil. Babam da aynı duygu oluşmuştu. Çünkü Türkiye’de parlamenter sistem yürümüyor. Dolayısıyla milletvekilliği makamı elini kaldır-indir makamıdır” diye konuştu.
POLİTİKAYA ATLAMADIM
Üniversitede rektörlük döneminden sonra politikaya girişiniz nasıl oldu?
Ben politikaya hevesle atlamadım. Yaptığım işi severek yapıyordum ve bir işe seçilirsem, o işi sevme kabiliyetine sahibim. Belediye başkanlığına da adapte oldum. Şimdi de parlamentoya adapte olmaya çalışıyorum. Ama bir daha dünyaya gelsem doktorluğu seçerdim. Rektörlük benim için çok iyiydi çünkü hem yöneticilik yapıyordum, hem de öğretmenlik yapıyordum.
İNSANA GÜVENİRİM
Ekibinizdeki insanlarla ilgili olarak çok fazla eleştirildiniz. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Batılı insan kolay güvenir. Ben batılı eğitim aldığım için insana güvenirim. Şarklı insan, insana güvenmez. Bu sosyolojik araştırmalarla ortaya konmuş bir gerçektir. Bu benim özelliğimdir. Bir başka özelliğim de, dedikoduya dayalı olarak hiç kimseyi görevden almam. Somut bir şey varsa, onun gereğini yaparım.
ÇOK ELEŞTİRİ ALDIM
Yanlış yaptım ya da keşke yapsaydım dediğiniz şeyler var mı?
Yanlış yaptım, atladım dediğim bir konu yok. Ama belediyecilik öyle bir denklem ki, acaba bunu önce mi yapsaydım dediğim konular olabilir. Sosyal belediyecilik anlayışım vardı. İnsanları mutlu edecek projeler yaptım ve çok eleştiri aldım. İlk defa öğrenci yurtları yapmış insanım. Güneş Ev Projesi benim projemdi.
SÖYLERSEM AYIP OLUR
Önümüzdeki rektörlük seçimlerinde desteklediğiniz bir aday var mı?
Ben eski bir rektör olarak birini destekleyip, desteklemediğimi söylemem ayıp olur. Bütün adaylar benim arkadaşım. Kaldı ki seçimden kim galip gelirse gelsin, biri atanacak.
YASA SEÇİM İÇİN ÇIKTI
Bütünşehir Yasası’yla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Menderes Türel’in mimarı olmakla övündüğü Bütünşehir Yasası’nın temel amacı CHP’nin elindeki büyükşehir belediyelerinin seçimlerini kazanabilmek. Kent merkezlerinde genellikle eğitimli insanlar yaşıyor ve bilimsel olarak bu yerlerde CHP’nin oyu yüksek. Kırsal oy farkını kullanmak için bu yasa kullanıldı. Oysa bu yasayla Antalya yönetilemez. Buna rağmen seçimi kazanıyor idik. Sonrasında bazı olaylar oldu, adliyede sıkıntılar çıktı. Islak imzalı tutanaklar Kepez’e ulaşmadı. Kepez’de hiç beklediğimiz bir fark oldu. Daha sonradan öğrendim ki YSK’ya Antalya’nın oyları bir daha sayılmayacak emri gitmiş. Sonuç olarak elimizde ıslak imzalı tutanakları olmayan Kepez’in oylarını yeniden saydırtamadık.
SEÇİMDE İHANET YOKTU
Parti içerisinde daha önce de ihanetler gündeme geldi. Son seçimlerde böyle bir ihanet yaşandı mı?
Son seçimde ihanet olmadı. Çünkü ihanet edilecek bir tarafı yoktu genel seçim olduğu için. Bununla birlikte CHP sandık güvenliği açısından önemli bir yapılanmadan geçti. Sandık sorumluları cep telefonlarıyla ıslak imzalı tutanakların fotoğrafını çekip hem ilçe merkezlerine hem de genel merkeze gönderdiler. Genel seçimde CHP tarihinde ilk defa geniş katılımlı hakim huzurunda bir önseçim yaptı. Dolayısıyla parti tabanının desteklediği adaylar seçime girdi. Bu da bir çekişme yaratmadı.
YILDIRIM SAPAN SAKINCALI
Parti içerisinde çekişmeler var. Özellikle son dönemde Yıldıray Sapan sosyal medya üzerinden Ümit Uysal ile ilgili eleştiriler yönetiliyor. İktidar partisinde bundan ziyade bir biat kültürü var. Bu durum CHP’nin iktidara gelmesinin önünde bir engel midir?
Bu soruyu Yıldıray Sapan özelinde cevaplamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Dünya üzerinde kendini solcu ya da sosyal demokrat olarak tanımlayan partilerde eleştirel akıl daha hakimdir. Bu işin doğal bölümü. Biat duygusu, muhafazakar partilerde daha güçlüdür. İktidar partilerinin, özellikle Türkiye gibi ülkelerde mali olanakları da vardır. Ağzını açana mali cezalar da verilir. Bu sol partilerde yoktur. Yıldıray Sapan benim muhatap alınmasını sakıncalı bulduğum biridir. Bana da daha önce milletvekili sıfatında ağır sataşmalarda bulundu. Bence partiden ihracını gerektirecek şeylerdi. Olmadı böyle bir şey. Partili artık neyin ne olduğunu biliyor. Bu nedenle partiye zarar verdiğini ben düşünmüyorum. İl Başkanlığı seçiminde aldığı düşük oy da bunu gösteriyor.
İNDİR- KALDIR MAKAMI
Değişimlere hızlı adapte olduğunuzu söylediniz. Yerel siyasetle Ankara siyasetini karşılaştırdığınızda umduğunuzu bulabildiniz mi? Nasıl değişimler yaşadınız?
Ankara siyasetinde beklediğimi bulamadım ama bu benim için yeni bir durum değil. Babam da aynı duygu oluşmuştu. Çünkü Türkiye’de parlamenter sistem yürümüyor. Dolayısıyla milletvekilliği makamı elini kaldır-indir makamıdır. İktidar partisi milletvekilleri için bile durum böyledir. Muhalefet milletvekillerinin de yapabileceği çok fazla bir şey yok, bu nedenle… Direnişinizi mecliste söz alarak gösterebilirsiniz. Ama milletvekillerinin bir kısmı, saat 19.00’a kadar olan konuşmalar televizyondan verildiği için şov amaçlı yapılıyor. Ama şu anda Türkiye’yi meclis idare etmiyor. Anayasal değişikliği yapılmamış diktatöryal bir rejim var. O nedenle meclis çok da zevk veren bir yer değil. Ama yine vatandaş görev vermiş, elimizden geldiği kadar sosyal medyayı da kullanarak direnişimizi veriyoruz.
BİLİM ADAMI SİYASET YAPSIN
Verdiğiniz cevaplardan hareketle sizin için Antalya önemli bir bilim insanını siyasete kurban verdi diyebilir miyiz?
Siyaset oldukça önemli bir kurum. Bir ülkenin refaha ulaşması, aydınlığı görebilmesi için en sorumlu kurum siyaset. Dolayısıyla herkesin siyasetle uğraşmak, siyaseti okumak, düşünceler geliştirmek gibi bir sorumluluğu var. Özellikle aydın insanların. Neticede bilimin de eğitimin de bir siyasi yanı var. Bu bir görev. O nedenle bilim adamı da siyaset yapmalıdır. Bugün dünyayı kurtaracak olan eğitim, bilim, teknoloji ve ar-gedir. Bunu da en iyi yapacak insanlar bilim adamlarıdır. Gelsin bilim adamları meclis çatısı altına, bunu haykırsınlar.
PM’YE GİRME BEKLENTİM YOKTU
Çetin Osman Budak Genel Başkan Yardımcısı oldu, Devrim Kök de Parti Meclisi’ne girdi. Sizin de böyle bir beklentiniz var mıydı?
Böyle bir beklentim yoktu. Parti Meclisi genellikle, genel başkanla bir sorununuz yoksa, genel başkanın şekillendirilmesi gereken bir kurum olarak düşünüyorum. Çünkü gerek başkana yardım etmek için oluşturulmuştur. Benim genel başkana bir muhalefet duygum yok. Dolayısıyla olmadığı için de genel başkanın takdir hakkını en uygun şekilde kullanması gerektiğini düşünüyordum. Seçilen arkadaşları kutluyorum. Budak’ın Genel Başkan Yardımcısı olması özellikle Antalya için çok önemli bir şanstır. Çok sevindim böyle olmasına. Biraz da gençler ve kadınlar girsin düşüncesindeydim Parti Meclisi’nde. O nedenle gençlere de oy verdim.
Yorumlar 1
Kalan Karakter: