Evet, herkeste bir bıkkınlık vardı… Yok denilen ekonomik kriz, iktidara yakınlıktan nemalanan bir kitle dışında bütün ülkeyi vurmuştu. Her gün daha yoksullaşan halk, birilerinin haksız zenginleşmesini öfkeyle izliyordu. Baskı, tehdit, korkutma, halkına durmaksızın parmak sallayan yöneticiler, vatandaşın onuruna dokunuyordu. Yöneticiler ülkeyi kutuplaştırmak için çaba harcadıkça, halk birbirine daha sıkı sarılıyordu. Bunları görüyordum, ancak itiraf etmeliyim ki sandığa bu kadar büyük oranda yansıyacağını tahmin etmiyordum.
Vatandaş, olup biteni, sürmekte olanı ve gelecek öngörülerini reddetti. Çıkarıldığı yola geri dönmek istedi. Tercihini, buna göre yaparak kocaman bir ‘hayır’a dönüştü.
* * * * *
Neye hayır dedi vatandaş? Kim kazandı, kim kaybetti? Ne kazandı, ne kaybetti? Bu soruların yanıtlarını, Türkiye’nin en önemli toplumbilimcilerinden Prof. Dr. Emre Kongar veriyor:
“Umutsuzluk ve öğrenilmiş çaresizlik kaybetti; umut, pes etmemek, çalışmak, çabalamak kazandı.
Otoriterlik kaybetti, demokrasi kazandı.
Baskı kaybetti, özgürlük kazandı.
Nefret, düşmanlık, kavga kaybetti; sevgi, dostluk, barış kazandı.
Kaba kuvvet, baskı, tehdit kaybetti; uygarlık, medeni cesaret, hukuk devleti kazandı.
Otoriter milliyetçilik kaybetti; demokratik milliyetçilik kazandı.
Türk, Kürt, Sünni, Alevi ayrımcılığı ve düşmanlığı kaybetti; Türk, Kürt, Sünni, Alevi kardeşliği ve dayanışması kazandı.
Otoriter dinci şeriatçılar kaybetti; demokrat laik dindarlar kazandı.
Otoriterliği savunan tarikatlar ve cemaatler kaybetti; demokrasiyi, insan haklarını savunan meslek kuruluşları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları kazandı.
Türkiye’yi üçüncü sınıf bir Orta Doğu ülkesi yapmak isteyenler kaybetti; Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşımak isteyenler kazandı.
İktidar yandaşı araştırma kuruluşları kaybetti; dürüst, namuslu, profesyonel tek bir araştırma kuruluşu kazandı.
İktidar borazanı, dalkavuk, yalancı medya kaybetti; özgür, bağımsız, dürüst medya kazandı.
Demokrasi, hukuk devleti, umut, her şeye rağmen direndi ve kazandı.”
* * * * *
Sayın Kongar, vatandaşın nelere hayır dediğini net biçimde ortaya koymuş. Hocamın sözünün üzerine söyleyecek sözüm yok…
Vatandaş, olup biteni, sürmekte olanı ve gelecek öngörülerini reddetti. Çıkarıldığı yola geri dönmek istedi. Tercihini, buna göre yaparak kocaman bir ‘hayır’a dönüştü.
* * * * *
Neye hayır dedi vatandaş? Kim kazandı, kim kaybetti? Ne kazandı, ne kaybetti? Bu soruların yanıtlarını, Türkiye’nin en önemli toplumbilimcilerinden Prof. Dr. Emre Kongar veriyor:
“Umutsuzluk ve öğrenilmiş çaresizlik kaybetti; umut, pes etmemek, çalışmak, çabalamak kazandı.
Otoriterlik kaybetti, demokrasi kazandı.
Baskı kaybetti, özgürlük kazandı.
Nefret, düşmanlık, kavga kaybetti; sevgi, dostluk, barış kazandı.
Kaba kuvvet, baskı, tehdit kaybetti; uygarlık, medeni cesaret, hukuk devleti kazandı.
Otoriter milliyetçilik kaybetti; demokratik milliyetçilik kazandı.
Türk, Kürt, Sünni, Alevi ayrımcılığı ve düşmanlığı kaybetti; Türk, Kürt, Sünni, Alevi kardeşliği ve dayanışması kazandı.
Otoriter dinci şeriatçılar kaybetti; demokrat laik dindarlar kazandı.
Otoriterliği savunan tarikatlar ve cemaatler kaybetti; demokrasiyi, insan haklarını savunan meslek kuruluşları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşları kazandı.
Türkiye’yi üçüncü sınıf bir Orta Doğu ülkesi yapmak isteyenler kaybetti; Türkiye’yi çağdaş uygarlığa taşımak isteyenler kazandı.
İktidar yandaşı araştırma kuruluşları kaybetti; dürüst, namuslu, profesyonel tek bir araştırma kuruluşu kazandı.
İktidar borazanı, dalkavuk, yalancı medya kaybetti; özgür, bağımsız, dürüst medya kazandı.
Demokrasi, hukuk devleti, umut, her şeye rağmen direndi ve kazandı.”
* * * * *
Sayın Kongar, vatandaşın nelere hayır dediğini net biçimde ortaya koymuş. Hocamın sözünün üzerine söyleyecek sözüm yok…