Antalyaspor dün ligin en zor maçlarından birisine çıktı.
Gerek ligdeki durumumuz, gerek rakibin mutlak puan almak zorunda olması, gerekse en büyük gol silahı Samuel Eto’o’dan yoksun olmamız açısından çok zor bir maç Antalyaspor’u bekliyordu.
Bir de Mbilla’nın da sakat olması Ömer Şişmanoğlu’ndan beklentimizi bir kat daha arttırdı.
Tabi bu beklenti, Ömer’in de üzerinde baskı oluşmasına neden oldu.
Böylesine kritik bir maçta Rize’nin erken gelen golü, ciddi anlamda moral bozukluğu yaşatsa da, bu golün ardından 83. dakikaya kadar sahada oynayan tek takım vardı; o da Antalyaspor.
Yediği golün şokunu çabuk atlatan Antalyaspor, rakip kaleye bu dakikadan itibaren yüklenmeye başladı.
Oyunun hakimiyetini ele geçirdi ve ikinci gole kadar da oyunun tek hakimiydi.
Fenerbahçe maçından sonra bu sezonun en iyi Antalyaspor’unu izlediğimizi söylemeliyim.
Yaklaşık 70 dakika boyunca pas yapan, gol arayan, pozisyona giren Antalyaspor vardı sahada.
Yani son 7 dakika Rize gol için baskı kurmuş olsa da, maçın geneline baktığınız zaman galibiyeti hak eden taraf Antalyaspor’du.
Bu karşılaşmada Ömer Şişmanoğlu’nun gol atması son derece önemli.
Çünkü sezon başından beri Eto’o ve Mbilla haricinde bu bölgede skora etki edecek bir oyuncuya daha ihtiyacımız vardı.
Ömer Şişmanoğlu da iki önemli oyuncunun eksikliğini gidermeyi başardı.
Bir diğer sahanın çalışkan ismi ise orta sahadaki Danilo’ydu.
Danilo Antalyaspor’u ileri taşıyan bir oyuncu.
Guilerme’den en büyük farkı ise daha çabuk ve süratli olması.
Bir başka isim İnkom.
Sahanın en çalışkan isimlerinden birisiydi.
Bir diğer isim ise orta sahada çok koşan Yekta.
İşin özeti böylesine zor ve kritik bir maçta galip gelmek çok önemli.
İyi oynayarak, hatta geri düşerek galip gelmek belki de çok daha önemli.