Antalyaspor, Cumartesi günü Mersin İdmanyurdu ile uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek bir karşılaşma oynadı. Bu maçı da iki bölüme ayırmakta fayda var diye düşünüyorum.
Birincisi; maçın ilk yarısı.
Maçın ilk yarısında sahada, bu sezonun en kötü futbolunu ortaya koyan, sahada ne yaptığını bilmeyen, 10 kişi kalmanın ve 2-0 yenik duruma düşmenin moralsizliği ile daha da çöken bir takım vardı.
Kötü oynanan futbol ve Mersin’in iki golü, gözlerimizin hakeme çevrilmesine ve ilk yarının bitmesi için dua etmemize neden oldu.
Antalyaspor savunması evlere şenlik, orta sahası ise ne hücuma, ne de savunmaya destek vermeyen bir görüntüdeydi.
İlk yarının son düdüğü çalınca ise hepimiz 15 dakika da olsa rahat bir nefes almış olduk.
*****
İkinci yarı için takımlar sahaya gelirken ise orta alanda Sezer Badur yerine Mbilla oyuna girdi.
Mbilla’nın oyuna ve skora etki eden bir oyuncu olduğu bir çok maçta gördük.
Bu takımda mutlaka ilk 11’de olması gereken oyuncuların başında geldiğini bir çok kez söyledik. Ancak her nedense, ne yaparsa yapsın yedek kulübesinden bir türlü kurtulamıyor.
Mbilla’nın sahadaki varlığı, Eto’o’yu da rahatlatıyor.
Çünkü rakip savunmacılar Mbilla ile mücadele ederken, Eto’o’nun markajdan kurtulması çok daha kolay oluyor.
Mbilla, güçlü, hava hakimiyeti olan ve rakip savunmacıları dağıtan bir oyuncu.
Mbilla da Mersin karşısında alınan galibiyetin mimarlarından birisi oldu.
Antalyasporlu futbolcular, 10 kişi ile 45 dakikada olmaz denileni başardı ve sahadan 3 puan ile ayrıldı.
Mersin karşısında alınan bu galibiyet, aslında 3 puandan çok daha fazlası anlamına geliyor.
İkinci yarıda maç Mersin adına farka da gidebilirdi.
Bu anlamda şansın yanımızda olduğunu da unutmamak gerekir.
Ancak bu tarz maçlarda, topla tüfekle, yani her şeyinizle hücum ederken, mutlaka arkada pozisyon verirsiniz.
Bu kaçınılmaz bir durum.
Zaten bu maçı ya kazanacaktık, ya da farklı bir mağlubiyet alacaktık.
Şans da yanımızda oldu ve sahadan 3 puan ile ayrılmayı başardık.
Genç kaleci Ozan’a parantez açmadan olmaz.
Bence Mersin maçının kahramanlarındandır.
Isınmadan oyuna girdi ve biri hatalı 2 gol yemesine karşın, özellikle ikinci yarı yaptığı kurtarışlarla arkadaşlarını umutlandıran, motive eden isim oldu.
*****
Eto’o’ya gelecek olursak.
Onun için fazla bir şey söylemeye gerek yok.
O, Antalyaspor için bir futbolcudan çok daha fazlası bana göre.
Mersin maçındaki hırsı, azmi, motivasyonu inanılmaz bir şey.
Zaten attığı golden sonraki sevinci bile Antalyaspor’u ne kadar benimsediğini ve sevdiğini gösteriyor.
40 yıllık Antalyasporlu gibi…
Kamerunlu oyuncu daha şimdiden Antalyaspor için efsane oldu bile.
İşte o yüzden, kırmızı beyazlı ekip için bir futbolcudan çok daha fazlası olan Eto’o’nun heykelini Antalya Arena Stadyumu’nun önüne dikelim diyorum ben…
Çünkü o belki de hepimizden çok daha fazla Antalyasporlu…
Dışişleri Bakanı Mevlüt Cavuşoğlu’nu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’i, Antalya Valisi Muammer Türker’i ve Antalyaspor Başkanı Gültekin Gencer’i bu kampanyaya destek vermeye davet ediyorum.
Çünkü Eto’o bunu hak ediyor…