Valla dünyanın hiçbir ülkesinde böyle “cahillik, saygısızlık” görülmemiştir!
ANSAN zorla kapattırıldıktan sonra oraya“ŞEHİTLER PARKI” diyerek bir işletme açıldı.
Adından dolayı böyle bir yer işletme olarak verilmiş olabilir ama ondan önce var olan ANSAN’da; kendine mahsus yılların birikimi bir “sanat dünyası” vardı. Galerisinde sergiler açılır, söyleşiler yapılır ve bahçesinde de Antalya’nın bilinen ve bilinmeyen; yazar, çizer ve şairleri orada çay içerek sohbetler ederlerdi.
Burayı işletenler aynı kalabalığı bir türlü yakalayamadılar her nedense! Geçen sene koskoca bahçe dar gelmiş olacak ki; bahçe girişine ekstra bir çok ıvır zıvır dolaplar koydular. Yaya geçiş yerini kapattılar.
Adından dolayı galiba kimse müdahale de etmedi!
Bu sene uzun bir süre tadilat yapıldıktan sonra “ŞEHİTLER PARKI” levhası ana girişten kaldırıldı. Şimdi yan sokaktaki giriş kapısında bir levha var.
Ama “giriş dışarısı” yine işgal altında!
İşgal olsa yine iyi; burayı alan açan her kim ve neyse; sıkılmadan koskoca bayrak direğine “aşk-ı kul’e” yazılı kalın bir dükkân tabelasına konduruvermiş!
Böyle bir uyanıklık (!) ya da saygısızlık dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemiştir.
BAKIYORUZ AMA GÖRMÜYORUZ
Kaleiçi’nde son Valilik Talimatlarıyla olağanüstü bir durum yaşanır oldu!
• Kaleiçi’ne 12’den sonra gelen hiçbir özel oto alınmıyor. Trafiğin girişte tıkanmasına, içeri giremeyen aracın geri geri geri zorla manevra yapmasına bile aldırış edilmiyor.
• MOBESE denilen “devlet takip kameraları” öteki “kör kameraların yerini alacak şekilde bazı kavşaklara monte edilmeye başlandı bile.
• Yarı sivil genç polislerimiz; “POLİS” yazan yelekleri ve telsizleriyle devriye geziyorlar.
• Özel güvenlikçiler ilk zamanlar sıcaklardan galiba pek görünmüyorlardı; şimdi üçerli-beşerli gruplar halinde onlarda dolaşıyorlar.
• Belki kim bilir kimler de görevli olarak Kaleiçi’ndeler.
…
Yine simitçiler, yine hurdacılar zaman zaman Kaleiçi sokaklarında görünüyorlar!
YANİ
Herkesin ayrı bir görevi var ama lütfen birileri bunları eğitsin.
Zabıta mı bakacak, polis mi bakacak, nereye nasıl bakacak öğretilsin.
Bu bayrak direğindeki çirkinlikle bunlardan hangisi ilgilenecek?
Yerlere su döke döke kumları sökenleri kimler görecek? Görmesi gerekenler sohbet ede ede hep mi dolaşacaklar?
Çöpler zamanından önce gine komşu evin köşesine yığılıyor!
Kim ilgilenecek?
Trafik polisleri “yanlış park eden araçların” hemen fotoğraflarını çekiyorlardı; bunlar da böyle bir şey yapsınlar!
YOKSA YOK!
Valla yazık bu kadar görevliyi Kaleiçi’nde boş boş dolandırmaya!
Esnafla, orada yaşayanlarla gayet dostça ve saygılıca olan, selamlaşan birkaç görevli yeter de artar bile!
Duvarlara ve kayaların üstüne bile “sprey boya” ile yazılar yazılıyor; mani olan ya da engelleyen kimse yok!
Ne anladım ben bu işten.
TURİSTİK KALEİÇİ
Böyle mi olmalıdır?
Zaten Kaleiçi’nde biraz sıkılama olunca; tüm seyyar satıcıların saat 23:00’den sonra “Attollos Heykeli” civarını mekan tuttukları söyleniyor. Midyeci, pilavcı ve hatta kokoreççiler ortalığı dumana boğuyor ama hiç engel olan kimseyi görmedik” diyorlar!
VALİ…VALİ…
Başı sıkışan, ne yapacağını bilemeyenler hemen soluğu Vali beyin yanında alıyorlar!
O da gücü yettiğince oradan oraya koşuyor! Yardımcı oluyor.
Ama ne Vali’ye ne de Belediye Başkanı’na ulaşamayanlar da ortada kalıveriyorlar!
TURUNÇ MASA
Gibi çalışan ve bilinen bir sistemi; tüm “resmi, yarı resmi kurumlar” uygulamalıdırlar!
Daha doğrusu özel bir hat olmalı ve vatandaşın ilettiği görüntüler, talepler anında cevaplandırılmalıdırlar!
EN İYİSİ “WhatsApp”
Valilik ve bütün büyük, küçük belediyeler, muhtarlar böyle bir organize ile vatandaşa “hizmet” vermelidirler.
TELEFONLA OLMUYOR
Arıyorsunuz Belediyeyi:
“şurası için, şu numara, burası için bu numara, bilmiyorsanız operatöre bağlanmak için lütfen bekleyin”
“İlk sıradasınız” ve ardından müzik ve ardından tekrar bir anons “ilk sıradasınız. Müsait olunca size dönecektir”
Yalan valla yalan! Bekle bekle ne açan var, ne de konuşan!
Açmıyorlar ki; arayan “vazgeçsin” “çıkmıyor” desin diye!
…
Ama “WhatsApp” olsa; yaz gönder, çek fotoyu gönder!
Hepsi ispatlı!
Onlara da kolay!
Benden demesi; bu şikâyetlerin önlenebilmesi ve çözüm üretilebilmesi için!
Bir düşünün lütfen!
:::: ::::
BELEK/KUNDU/KALEİÇİ
Turizmle iç içe olan bir dostumuz diyor ki;
“Eğer Belek tarafından Antalya merkez bağlantılı bir tramvay yolu yapılsa; Kaleiçi’ne yaz/kış turist yağar! Sokakları hiç turistsiz kalmaz. Esnaf da iş yapar, para kazanır. Ve Kaleiçi ancak böyle kurtulabilir”
Duyduk, duymadık demeyin lütfen!
Yorumlar
Kalan Karakter: