Kaleiçi sokaklarını farklı bir konuda fotoğraflamak için dolaştım durdum. Belediyeye yakın yerlerde pansiyonlar daha sıklıkla var. Son senelerde yapılan, yenilenen evlerle oralar daha bir derli toplu görünüyorlar.
Amma velâkin; Üçkapılar’a yakın yerler de yenilenen konaklar olmasına rağmen durum aynı değil!
PARAZİT GENÇLİK
Akılları ve işleri güçleri sınavlarla dolu olan bir takım gençlik var ki; bunlar Kaleiçi’ne girince “deşarj” oluyorlar!
Bir kısmı birahanelere, kafelere takılıp keyiflenirlerken; bir kısmı boş sokak aralarında oturmayı tercih ediyorlar.
Ve “parazit gençlik” diyerek şimdi aklıma gelen bu sözüme uyan bir grup gençler var ki; onların da işi gücü keyiflerince duvarlara yazı yazmak ve resim çizmek oluyor!
“Ben ne yapıyorum, neden yapıyorum, kimin duvarına yazı yazıyorum ya da çiziyorum? Buna hakkım var mı?” diye sorgulamayan bir beyine sahipler!
Ellerindeki keçe kalemlerle ya da sprey boyalarla; neresi olursa olsun; ister camii, ister okul, isterse çok tarihi bir konak olsun hiç önemsemeden saçma sapan esprili sözleri; bazen küçük ve de bazen de tüm duvarları kapatırcasına yazı yazıyorlar.
EEE???
Bu parazit adamlar Kaleiçi evlerini kirletirken hiç mi tepki (!) görmüyorlar esnaftan ya da oturanlardan!
Neden hiç kimse bu konuda bir girişimde bulunmuyor!
Turist gibi Kaleiçi sokaklarını gezmek marifet değildir!
“Antalyalıyım!” diyerek Antalya’sına sahip çıkamayanlar da var?
Ellerinde fotoğraf makineleri kapı önlerinde, parklarda fotoğraf çektirmeyi biliyorlar da; o fotoğraf karesine yansıyan bu çirkinlikleri neden göremiyorlar acaba merak ediyorum?
BU BÖYLE OLMAMALI
Eğer bu Kaleiçi bizimse; özelse ve de önemliyse ne yapmalıyız bir düşünelim lütfen!
Sokaklara çöp atmamalıyız.
Çekirdek kabukları ile parkları ve sokakları kirletmemeliyiz!
Çiçekleri kopartmamalıyız.
Rastgele banklara, duvarlara çizgiler, yazılar yazmamalıyız!
Vs. vs.
GÖREVLİLER NEREDE?
Biraz daha dikkatli Kaleiçi sokaklarını benim gibi gezseniz şaşarsınız neler var neler diye?
Her ev, her sokak; özel, belediye ve polis KAMERALARI ile doldurulmuş göreceksiniz?
Kaleiçi bu kadar da mı güvensiz ve de korumasız bir yer ki; evler, işyerleri kameralarla doldurulmuştur?
Kaleiçi bu kadar da mı güvensiz ki; duvarlarına “jiletli dikenli çit telleri” gerilmiştir?
BAKAR KÖR
KAMERALAR!
Fotoğraf çantam çalındı, kayıtlara bakılsın görülsün dedik!
Oo! Ben polise, polisten belediyeye evrak gidip gelinceye kadar kayıtlar “otomatik” silinivermiş!
Sıfıra sıfır; elde var sıfır!
Bence bu kameralar; Kaleiçi sokaklarını boştan yere dolduruyorlar!
Çünkü ne duvarlara yazı yazanları, ne hanutçları, ne turistlerden fazla para alan bazı ayakkabı boyacılarını, ne çiçek koparanları; bu kameralar GÖRMÜYORLAR!
Eğer bu yazımı görev bilincinde birileri okursa; lütfen yazdıklarımı yerinde bir kontrol etsinler!
Ve “Ne gibi önlem alabiliriz, nasıl önleyebiliriz?” diye bir fikir üretsinler lütfen!
Ben çok üzülüyorum bu tür çirkinliklerden!
Turistleri böyle bir Kaleiçi’yle mi ağırlayacağız?
Lütfen bir şeyler yapınız, n’olur!
::: :::
GÜZEL Mİ? ÇİRKİN Mİ?
Epeydir gezip görmediğim bir Kaleiçi sokağında gördüklerimle adeta şok oldum!
KLOZET denilen; çişler yapılan seramik objelerin içine vatandaşın birisi bu defa toprak doldurup çiçekler ekmiş!
Saksı mı? Değil!
Klozet mi? Evet!
Saksıya benzeyen neresi var acaba?
LÜTFEN SAÇMALAMAYINIZ!
Kaleiçi’nde ne önce oturanlar ve ne de şimdi oturanlar; buranın dokusuna yani yaşamına uygun olmayan böyle “özel” şeyleri sokak ortasında sergilemezler!
Ha sen sanat olarak böyle bir saçmalık yapacaksan; al bahçene koy! Ama lütfen Kaleiçi sokaklarını bir de sen kirletme n’olur!
Yorumlar
Kalan Karakter: