Adı dillerden düşmeyen, her gün yüzlerce yerli ve yabancı turistlerin gezip görmek için can attıkları bir KALEİÇİ yok!
Bitti artık!
Hani denizde boğulan bir kişiyi kurtarmak için; yüzme bilmeyenler kendini feda ederler ya; işte bizim KALEİÇİ’nin durumu da aynen öyle!
Birileri güzelleştirmek, turistik bir yer yapmak istiyor ama KALEİÇİ’ni bilmediklerinden saçma sapan şeylerle uğraşıyorlar.
Mesela; KALEİÇİ’nin bahçelerinde olan meyve ağaçları yerine; belediyelerimiz tuttular tüm sokakları “dev saksılar içinde minik çiçeklerle” doldurdular.
Adım atacak yer kalmadı!
Kesik minarenin etrafını bile saksılarla kapatmışlar!
…
Önce vatandaşlar barcılar, meyhaneciler sokakları ve kaldırımları işgal ediyorlar diye kızıyorlardı ama gel gelelim Belediyelerimiz onları geçti.
“Peysaj” olarak konulan saksıların sayısı belki “1000” tane olmuştur! (saymadım)
N’OLACAK ŞİMDİ?
Belediyelerimiz KALEİÇİ’nde hareket olsun, bereket olsun diye “bar, meyhane” açmak isteyenlere bol keseden izinler veriyor.
Veriyorlar da nasıl veriyorlar hiç bakmıyorlar!
Kapalı mekân, cansız müzik gibi uyduruk bahanelerle alınan ruhsatlarla açılan işyerleri takip edilmiyor.
En önemlisi; pansiyon, ev, otel gibi işyerlerine çok yakın yerlere veriliyor böyle ruhsatlar!
BİZDE BÖYLE!
Vur dedik mi öldürürüz evvel Allah!
Dışarıda bir masalık yer varsa, biz onu on masa yaparız.
Canlı cansız müzik yapar onun da ölçüsünü kaçırırız.
Etrafta insanlar, yoldan gelip geçenler rahatsız olacakmış; hiç de önemli değil! Nasıl olsa kanuni ruhsatımız var der; rahatsız olanlardan da rahatsız olmadan saatlerce; gece yarılarını bir saat, iki saat, üç saat geçse bile müzik çalar, müşterilerimizin keyfine göre hareket ederiz.
KOMŞULAR RAHATSIZ
Komşular, komşularına kıyamazlar “Adam ekmek parası kazansın” derler, hiç olmazsa saat 24.00’e kadar sabır edelim derler.
Ama “YENİ KOMŞU” buna aldırış etmez. Belki de siyasi arkasına güveniyor derler ondan böyle yapıyor derler. Ama biz de insanız, bizim de burada evimiz var, rahatça uyumak, istirahat etmek bizim de hakkımız derler ama bu hakkı bir türlü bulamazlar.
DESİBEL
Ben de bir defa şahit oldum; adam elindeki aletle bir şeyler yapıyor. Ben de sordum bu ne diye? “Gürültü ölçüyoruz” dedi. Hatta fotoğrafını da çektim.
Sonradan öğrendim ki; bir komşu “çok gürültü yapıyorlar, uyuyamıyoruz” diye şikâyet etmiş; onun için gelmişler.
Şikâyet eden komşu bana dedi ki;
Ömer Bey; gürültü gece oluyor, gündüz olmuyor ki! Bunlar neyi ölçüyorlar ki?
YANİ
KALEİÇİ GÜRÜLTÜYLE TANIŞTI, TANIŞTIRILDI.
MÜZİK ADI ALTINDA YAPILAN; DENETİMSİZ VE KEYFİ UYGULAMALARDAN İNSANLAR RAHATSIZ OLUYORLAR. EVİ OLANLAR KAÇIP GİTTİĞİ GİBİ, OTEL VE PANSİYONU OLANLAR DA YAKINDA KAÇACAKLAR.
ÇÜNKÜ TURİST BİR GECE KALIYOR VE KAÇIYOR!
BU SES KİRLİLİĞİNE KARŞI; KOMŞU KOMŞUYLA ŞİKÂYETLİK OLUYOR, HUZUR KAÇIYOR.
ÇÖZÜMÜ NE BELEDİYELERİMİZ VE NE DE EMNİYET YA DA ZABITA BULAMIYOR.
ÇÖZÜMÜN SUÇLUSU RUHSATI VEREN BELEDİYEDİR.
CAMİİ YANINA VEYA KARŞISINA, PANSİYON VE EV YANLARINA NASIL RUHSAT VEREBİLİYORSUNUZ.
VERDİNİZ RUHSATI GELİN SIK SIK KONTROL EDİN.
O ESNAFTA BİLSİN Kİ; BEN GÜRÜLTÜ YAPARSAM BELEDİYELER BANA CEZA YAZAR.
BEN GÜRÜLTÜ YAPARSAM KOMŞULARIM RAHATSIZ OLUR, ŞİKÂYET EDERLER.
“MEKÂN İÇİ” DUYULABİLECEK BİR SES AYARI GAYET GÜZEL OLUR.
MÜŞTERİLERİMİZ DE BUNA ALIŞIRLAR.
ÇÜNKÜ BURASI “DAĞ BAŞI” DEĞİL!
KALEİÇİ TURİSTİK BİR YER.
Evet, bu düşünceyi kabul edersek Kaleiçi’nde gürültü biter ve kaçan turistler geri dönerler.
Kazançlar artar, vergiler, borçlar, kiralar rahat rahat ödenir gider.
EĞER
“GÜRÜLTÜYE DEVAM EDERİM” derseniz; Kaleiçi sizi gözünüzün yaşına bakmadan kovar buna inanın lütfen!
****
Not: Bazı nedenlerden köşe yazılarıma ara vermiş bir “nokta” koymuştum. Şimdi yeniden başlıyorum; kaldığım yerden. Ö.G.
Yorumlar
Kalan Karakter: