Ak Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, partisinin başına yeniden geçtikten sonra teşkilatlarla ilgili önemli sözler sarf etti. Metal yorgunluğundan söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, parti içinde köklü değişikliğin sinyalini verirken, FETÖ ile mücadelede iddialı olduğunu her daim dile getirdi.
Bugün gelinen noktada bana göre beklenen gelişmeler tahmin edilen tarihlerden önce yaşandı. Erdoğan, öncelikli olarak parti içinde kongre süreçlerinde yenilenme hedefliyordu. Kongreler bittikten sonra da yerel yönetimlerde belediyelerle ilgili değerlendirme yapıp ona göre strateji belirleyecekti.
Hatta kongre süreçleri devam ederken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’ın yetkisini elinden alarak, temsili başkan haline getirmiş ve tüm kararları İstanbul Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi, Başkan Vekili, Başakşehir Futbol Kulübü Başkanı, Sayın Emine Erdoğan’ın ağabeyinin damadı Sayın Göksel Gümüşdağ’ı belediye içinde tam yetkili kılmıştı. Bu nedenle Topbaş, istifa ederken adam yerine konulmadığını dile getirdi çünkü yetkisini kullanamaz durumda kalmıştı.
Strateji belirlenirken tek bir hata oldu. O da zaman…
Zamansız istifalar süreci değiştirdi.
Topbaş’ın kongreler sonunda istifa etmesi beklenirken, Topbaş daha fazla dayanamadı ve çok erken istifasını açıkladı. Bununu ardından Düzce Belediye Başkanı Sayın Mehmet Keleş’in istifası geldi. Daha kamuoyunda 2 başkanın istifası konuşulurken, Erdoğan başkanlığında yapılan MYK toplantısında konuşulan konular basına sızdı. Basında Ankara, Bursa, Balıkesir ve Nevşehir belediye başkanlarının istifalarının isteneceği kamuoyuna bomba gibi düştü. Önüne geçilemez durumda Ak Parti’nin belediyeler üzerinde operasyonlara başlayacağını herkes konuşur hatta yorumlar oldu.
Kongreler bitmeden yerel yönetimler kaynamaya başladı. Herkes tedirgin ve gergin vaziyeteyken il, ilçe, kadın ve gençlik kollarının kongrelerini yapmak ne kadar doğru olur düşüncesinden şu çıktı:
Kentlerde belediye başkanlığı yapan başkanlar yerelde hem parti içinde, hem kamuoyunda, hem de yerel sermayede denge unsuru haline gelmişti. Kimi yerde belediye başkanları kentin patronu olarak değerlendiriliyordu. Hatta 2 dönem ve 3 dönem belediye başkanlıkları yapanların teşkilatlar üzerinde etkisi oldukça fazlaydı. Bu durumdayken bir adamı kentin tam ortasından alıp istifa ettirmek öncelikli olarak parti içi dengeleri değiştirebilir hatta art niyetli olan görevden alınan belediye başkanı giderayak partiyi parçalama adına olmadık kargaşalara neden olabilirdi.
Bu tespitler yapıldıktan sonra teşkilatlarda değişiklere ara verilerek, kongre süreci iptal edildi. Şimdi yerel yönetimlerde belediye başkanlarının değerlendirme süreci başladı.
Değerlendirmelerde belediye başkanlarının öncelikli olarak referandum sonuçları ele alınacak...
Ardından belediye başkanlarının 15 Temmuz gecesi meydanlarda olup olmadığı araştırılacak…
Genel merkez tarafından yapılan anketler ile araştırılan belediye başkanlarının yaptığı anketlerin karşılaştırması yapılacak… Bulundukları kentlerde il başkanı, teşkilat yöneticileri, milletvekilleri, varsa diğer belediye başkanlarıyla uyumlu çalışması ve ortak kararlara uyup uymadığı araştırılacak…
Belediyenin bütçe durumu değerlendirilecek…
FETÖ ile hala işbirliği içinde olan şirketlere verilen ihaleler araştırılacak…
Hayata geçirilmeyen projeler masaya yatırılacak…
Ulaşım başta olmak üzere ve belediye hizmetleri tek tek araştırılacak…
Belediye başkanı hakkında partiye, BİMER’e ve Cumhurbaşkanlığı’na yapılan şikâyetler değerlendirilecek…