Bugün sizlere referanduma son 3 kala, oğlumun ve arkadaşının vatandaş sorumluluğunu anlatacağım. Anne ve babalar, yaşadıkları vatana bu kadar sorumluluk taşımazken, gençlerin ders niteliğindeki sorumluluğunu okuyacaksınız.
Oğlum Ulaş, bu yıl lise 3. sınıfta. Muratpaşa Anadolu Lisesi'nde eğitim görüyor. Gazeteci annenin farkındalığına erken varıp, telefon konuşmalarımdaki siyaset diyalogları, dost sohbetlerindeki memleket meseleleri, televizyonda haber ve tartışma programlarını benim yüzünden zorunlu takip eden Ulaş, bugün siyasete olan ilgiyle adeta her şeyi anlamaya ve yorumlamaya çalışıyor. Her zaman hayatındaki tercihlerde nasıl özgür bıraktıysam, her daim siyaset için erken olduğunu düşünerek onunla memleket meselelerini konuşmaktan kaçındım. Ama o, referandum çalışmaları sürerken, arkadaşı Mert'i de yanına alarak siyasi partilerin temsilciliklerinin kapını çalmış. Okullarının hemen yanında yeni açılan Ak Parti 'evet' bürosunun kapısından içeri girip' biz arkadaşımla ilk kez oy kullanacağız. Biz neden evet diyelim?' Sorusunu yöneltmiş. Partililer her soruya yanıt vermeye çalışmış, ama bizim gençler derslerine öyle bir çalışmış ki, konu iktidar partisinin icraatlarına dönünce gençler uyarmış: ‘Bu bir seçim değil, referandum.’
Burada yaklaşık bir saat sohbet devam etmiş.
Ertesi gün aramışlar ama CHP'nin 'hayır' bürosunu bulamamış, bu nedenle de CHP Muratpaşa İlçe Örgütü'nün yerini bulup, içeri girmişler. 'Biz neden referandumda hayır diyelim' diyerek ilçede bir bayan partili ile geniş çaplı görüşme yapmışlar. 2 saate yakın kendilerine zaman ayıran bayanın, sakin anlatımından etkilendiklerini, yeniden davet aldıklarını söylediler. Ak Parti, CHP'nin ardından MHP Muratpaşa İlçe Teşkilatı'na girip, aynı cümlelerle soru yönelten gençlere, partili önce çay ısmarlamış. Çayla başlayan sohbet koyulaşmış. Sohbet referandumdan çıkıp, milliyetçilik ruhuna girince, bizim gençler 18 maddeyi sıralamaya başlamış. Partili dersine çalışmış biri çıkması, gençlerin işine yaramış. Oğlumun arkadaşı ile birlikte yaşadıklarını hikaye bittikten sonra öğrendim. Sizi kim ikna etti diye sorduğumda tebessüm etti. Ne karar vermesinden öte, bu yaşta zaman ayırıp, bunu akıl eden evladımla gurur duydum. Kararsızlar kararsızlar deyip, durduk. Kaç kişi bu gençler gibi sorguladı, oylarının değerinin farkına vardı. Ben de oğlum Ulaş ve arkadaşı Mert'te teşekkür etmek, demokrasi adına kılını kıpırdatmayanlara ders olsun diye konuyu affınıza sığınarak köşeme taşıdım.
Yeni bir gençlik geliyor, sorumluluklarını bilen.
Bunlardan biri de benim evladım.
İlk önce ilk önce sizin oğlunuza ve arkadaşına teşekürü bir borç biliyorum ve canı gönülden teşekür edip kutluyorum rnÇocuklar bize ders verdi diyecek bir şey bolamıyorum rnSizede çok teşekkürler bunu köşenizde paylaştıgınız için