Biraz bilgi, biraz ilgi ve dikkat; size daha fazlasıyla “fayda” olarak dönüyor.
Bildiğiniz gibi günlerimin çoğu Kaleiçi’ndeki resim atölyemde geçiyor. Gelirken, giderken ve dolaşırken çevreyle mutlaka bir temasınız oluyor.
“Acaba bu nedir?” diyerek karşılaştığınız şeylere “merakla” mutlaka yaklaşıyorsunuz!
…
Mesela; ağaçlar çiçek açıyor ama bir tanesinin çiçeği kabak çiçeği gibi ama aşağıya doğru sarkıyor!
Mesela; yenilenen bir konağın; her günkü durumunu izliyorsunuz.
Yıkılmasını, molozların taşınmasını, yıkılan bahçe duvarı belli olmasın diyerek nasıl levhalarla perde yapıldığını görüyorsunuz. Ama ben müze görevlisi ya da inşaat yetkilisi değilim ki; “hey ne yapıyorsunuz?” diyeyim.
Aklıma geldi; inşaat yaptıkları çukurda sanki su çıkartacak gibi “sondaj aleti” çalıştırdıklarını gördüm. Müzeden bir bayana durumu anlattım.
“Hani nerede? Siz Müzeye bildirin!”
Diyerek topu taca attı!
…
Yine aklıma geldi; Saat Kulesi arkasındaki camii önünde temizlik yapan çöpçünün; çalı dibindeki çöpleri almadığını görünce:
“Onları da alsan iyi olur. Yarın rüzgârda dağılır” dedim.
Almadı.
“Onları park bahçeler temizliyorlar” dedi.
Kızdım. Söylendim. O genç çöpçü de gönülsüzce o çöpü alıverdi!
…
SADAKA TAŞI
Sokaklarda bir kapı önünde, bir duvar dibinde ya da sokak köşesinde konulmuş “yarım sütunları” hep merak etmişimdir.
Bir gün TRT’de “SADAKA TAŞLARI” isimli bir TV programını izledim.
“Osmanlı döneminde şehirlerin belirli noktalarına konulan "sadaka taşları", İslam dininin, insanlar arasındaki gelir eşitsizliklerinin giderilmesi için emrettiği yardımlaşmanın, büyük bir incelikle yerine getirilmesini sağlıyordu.
Anadolu ve Rumeli'de Osmanlı döneminden kalan tarihi camilerin bazılarında bugün bile varlığını koruyan sadaka taşları, yardımlaşmanın en ince örneklerinden biri olarak dikkat çekiyor.
Cami avlularının en kuytu köşesine konulan ve hemen hemen bir insan boyuna yakın, üst kısmında küçük bir oyuk bulunan silindir şeklindeki taş, imkanı olan insanların, üzerindeki oyuğa bıraktıkları sadakalarıyla yoksula, rencide etmeden el uzatmasını sağlıyordu.
İzmir'de 4 camide varlığını koruyor
Osmanlı döneminde yaygın bir gelenek olduğu bilinen "sadaka taşları", günümüzde işlevini tamamen kaybetmekle birlikte, tarihi camilerde ayakta kalan az sayıdaki örneğiyle Osmanlı kültürünün zenginliğini ortaya koyan önemli nişaneler konumunda bulunuyor. “ (Haberler Com)
Bugün Antalya’da veya Kaleiçi’nde doğrudan bilgi alabileceğim kimseler bence yoktu. Ama emindim ki; Kaleiçi sokaklarında gördüğüm bu taşlar aynı amaçla konulmuş taşlardı.
Üzerinde saksı bile koysalar tarihi varlığı bizim için yeterli idi.
Evet “Kaleiçi’nde de böyle sadaka taşları var” diyorum.
Fırsat bulursam arşivimden ya da yeniden sokak sokak gezerek bunları tespit edip sizlerle paylaşmak isterim.