Geçen hafta ’ Kadına Yönelik Şiddete47 yıl önce Dominik cumhuriyetinde, özgürlük mücadelesi veren mirabel kız kardeşlerin , diktatörlüğün askerleri tarafından, tecavüz edildikten sonra vahşi bir şekilde katledildikleri, utanç gününün ve insanlık ayıbının yıl dönümünden bu güne ne değişti ?
Kadın örgütleri, dünyanın her yerinde yılda bir kez ,insan hakları örgütleri ile birlikte şiddetin sonlanması ve yaşam hakkına saygı gösterilmesi için etkinlikler gerçekleştiriyor.
Günün öncesinde olduğu gibi bugünde dünyanın her yerinde kadına şiddet artarak devam ediyor.
Kadınlar ,toplumsal cinsiyet eşitsizliğine, ayrımcılığa, sınıfsal cinsel sömürüye , aile içi şiddete , ataerkil toplumsal şiddete maruz kalıyor ve can veriyor.
Peki bu şiddet karşısında pek çoğumuz ne yapabiliyoruz ?
Susmaktan başka…
Ya susmayanlar hangi şiddete tabi tutuluyor ?
Sözlerini ,tepkilerini birleştiren ,dayanışma içinde örgütlenen kaç kişiyiz ?
Senede bir gün çoğalarak meydanlara çıkmak dışında ,kadına yapılan şiddet çeşitlerinin hangisine dur diyebiliyoruz ?
Diyemeyiz.. Diyemeyeceğiz…
Önce dünyaya geldiğimiz ana kucağının ne kadar sıcak, sevgi ve güvenli olduğunu hatırlayın…
Sonra büyüdüğümüz geliştiğimiz ,erkek egemenliğinin öğretisine tabi kaldığımız ilk zemin baba evi’ni…
İşte o evin içinde başlıyor tüm hikaye ,aynı anadan doğma çocuklardan biz kızlar , ’alçakgönüllü ol ve kendini geri planda tut ’şartlandırılması ile ‘kendine çok güvenli görünmemek ‘ lazım terbiyesine tabi tutulmuş yetiştiriliyoruz.
Babaya cevap verilmez ,itiraz edilmez, Baba’nın uygun gördüğü doğrudur.
Aynıları koca için de geçerlidir.
Nerede ise global bize dayatılan bu algı ile ’kadınların ,hiçbir şeyi erkek kadar iyi yapamayacağı ,doğuran oturup çocuk bakması gereken ,elinin hamuru ile erkek işine karışmaması gereken ‘ bir birey olmamız gerektiğine inandırılıyoruz.
Önce bizim bu yanlış inançtan kurtulmamız gerekiyor.
Baba evin de ,koca evin de , mahalle de ,iş yerinde her yerde bu inançla davranıyoruz.
Son kertede , dünyada demokrasinin olgunlaşmadığı ülkelerde ki tüm kadınlar dil ,din ,ırk gözetimi yapılmadan ,sarsılmaz erkek otoritesinin göstergesi ‘erkek devlet ‘ yönetiminin getirdiği ayrımcı şiddetle karşı karşıya anayasal haklarımızı kullanamadığımızın farkında değiliz.
Yokluğunu hissetmediğimiz hiçbir şeyi var edemeyiz..
Biz kadınlar haklarımızı kullanmayı sağlayamıyorsak , nasıl senede bir gün dur dedik diye şiddetin duracağına inanabiliriz ?
Biz değişmeden kimseyi değiştiremeyiz.
Varlığımızı kabul edelim…