Önce Antalya ve Antalya’da yaşayanların ticari konfor alanlarından başlayalım.
(Emekli, kamu görevlileri ve toprak zenginleri hariç)
On yıl öncesine kadar, ilk üç sırayı meşhur 3 T alıyordu.
Tarım, ticaret, turizm…
Her ne kadar tarım ilk sırada zikredilse de yakın geçmişte turizm, Antalya yaşamını 1.sırada etkileyen sektör olarak yerini çoktan almış halde.
Antalya ekonomisinin başrollerinde bulunan tüm sektörler TURİZM ile etkileşimdedir.
Kaldı ki ihracatçı tüm sektörler, açık ara birinciliği ellerinde tutan turizmciler ile rakamsal boyutta yarışamaz hale gelmişlerdir.
Yani bir zamanlar Antalya’da en çok kesme çiçek, en çok domates, en çok plastik, en çok mermer, en çok metal, ahşap ihraç eden firmalar, ne rakamsal boyutta ne de kendileri gibi; yüksek bütçeli istihdam, vergi yükleri, hammadde maliyetleri olmayan Antalya’ya çok turist getiren turizmcilerle boy ölçüşemez hale gelmişlerdir.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası’nın ödül törenlerinde bu tabloyu daha net görebilirsiniz.
Turizmcileri de kendi içlerinde ikiye ayırmalıyız...
Turisti Antalya’ya getiren /Turisti Antalya da ağırlayan...
Turisti ağırlayan kısım da kendi içinde kategorilere ayrılıyor.
Turisti getiren ile turisti ağırlayan ilişkisi ile turisti ağırlayanın, tedarikçi ilişkisi ticareti oluşturuyor...
Tabi şöyle geriye baktığımızda en çok turist getirenlerin KDV ‘den arınmak adına OTEL inşa edip, kiralayıp, turist getiren sıfatlarına, turist ağırlayan eklediklerinde otelcilere rakip oldukları ve bu firmalardan batanların sayısı ve tahribatı sadece otelcilerle sınırlanmayacak ve unutulmayacak kadar ağır olmuştur.
İsimleri buradan teker teker saymayacağım ama sanki sadece bana zarar vermiş gibi şahsıma atfedilen ‘kuyruk acısı yaratan’ Tez Tur’dan bahsetmemek olmazdı.
Konumuz tabi ki Antalya ekonomisinin konfor alanı, ilk 3 T’si ve dolayısıyla ATSO...
Türkiye’nin en eski Ticaret ve Sanayi Odaları arasında İstanbul’dan sonra ikinci sırada yer alan Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) 3 Nisan 1882 tarihinde, "Ziraat ve Ticaret Odası" adı altında kurulmuş, 14 Haziran 1910 tarihli “Ticaret ve Sanayi Odalarına Dair Nizamname” gereğince, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası adını alarak bugünlere gelmiştir.
Antalya Ticaret ve Sanayi Odası geleneksel ödül töreninde ilk üçü paylaşan sektörler ve odanın gelişimine bakalım.
En çok istihdam yaratan, en çok vergi ödeyen, en çok döviz getiren sektörlere ödüllerini vermek üzere düzenlenen son ATSO ödül törenini hatırlıyorum, ne yoğun ilgi ve ne çok katılımla düzenlenmişti.
ATSO başkanı Davut Çetin 30. ödül töreni konuşmasına Antalya ticaretini temsilen büyük bir gururla, “Antalya turizmi, Türkiye turizmidir. Turizmde bu sayıya yeniden ulaşmakta Antalya’nın başarısıdır. Bu bakımdan biz de Antalya olarak övgü ve teşekkürü hak ediyoruz” demiş ve sözlerine şöyle devam etmişti;
“Bizim ticaret kültürümüzde el sıkışma ve uzlaşma olmadan ticaret yapılamaz.
Ayrıca iş insanları olarak, artık çok iyi biliyoruz ki kalkınmanın temelinde; kaliteli eğitim, farklı fikirlere saygı, hukuka dayanan güven ve uzlaşma kültürü vardır.
Bu nedenle, uzlaşma kültürüyle milli birliğimizi ve demokrasimizi güçlendirmeliyiz. Demokrasi ve insan hakları konusunda dünyaya örnek olmalıyız. Bunlar sadece siyasi konular değildir, turizmi, ihracatı, hatta konut satışını etkileyen konulardır.”
Yeniden aday olduğu 7 Nisan ATSO seçimlerini kırmızı liste ile kazanan Davut Çetin‘i ve taze yönetim kurulu üyelerini, Antalya ve Türkiye için değer üreten, kente vizyon katan oda faaliyetlerinin devamı için başarılar dilerim.
Yorumlar
Kalan Karakter: