Siyaset, ekonomi ve sporun gündeminin belirlenmesinde öyle pratik ve etkin bir mecra halini aldı ki...
Artık doğrudan şahsi hesaplardan gündem oluşturmak, milyonlara ulaşmak mümkün olduğu gibi...
Olası yanlışlıkların silinme hali ve yeni gündemlerin eskisinden daha hızlı tüketilmesini de sağlar oldu.
Sosyal medya sadece bizim değil, tüm toplumları çabuk tüketime yönlendiriyor...
Ve bu durum aynı hızla toplumun duyarsızlığını da beraberinde getiriyor.
Sosyal medya, ağır maliyetli geleneksel medyanın gücünü yerle yeksan etmiş hali karşısında tüm endamı ile göz kamaştırıyor.
Bu bağlamda basın mensuplarının gündem oluşturan sosyal medya kullanabilen kitlelere ulaşabilme yetisini mutlaka geliştirmesi gerekiyor.
Nitekim, geleneksel medya olaylar üzerinde hiç bir güç oluşturamamasının çaresizlik girdabına düştü düşecek...
Kimse daha az güç istemez!
Günümüzde güce aç görünmek ve güce sahip olmaya yönelik açık davranmak da tehlikelidir.
Basında bu güce aç hallere geçmeden önce, kişilerin güç açlığına değinmek isterim.
Kişisel deneyim en önemli öğreti aracıdır.
Arkaya bakmanın amacı, geçmişin acılarını hatırlamak yada kin beslemek için değil, kendinizi sürekli eğitmek için olmalıdır.
Özetle günümüzde siyasetçiler ve iş dünyasında ki aktörlerin davranışları deneyimleri ile aynı hataları tekrar yapmamalarını sağlar.
Keza güç sahibi olduklarının kanıtı, görünüşlerle oynama yeteneği gerektirir.
Kısaca günümüz mecrası sosyal medya da olduğu gibi, bir çok maske takmayı ve cebinde onlarca aldatmaca taşımayı becermeniz gerekir.
İnsanlarla etkileşimin yolu aldatmayı gerektirir.
Sosyal medyanın kitleleri etkilemesinin altında ki aldatmaca meşrulaştığına göre...
O halde artık insanların aldatma ve ikiyüzlü halleri de ahlaksızca görülmeyecektir!
Şu aralar Antalya’da nerede ise tüm kurum ve kuruluşları mutlak hakimiyelerini geleneksel medyanın dışında kendi oluşturdukları kadrolarını da aşıp sosyal mecradan güç sergileme çabasındalar.
Güç toplumsal bir oyundur.
Bu oyunda başarılı olmak ve ustalığınızı konuşturmak için insanları anlamayı da bilmelisiniz.
Güç oyununu oynarken, kendinizi kapılıp gitmeden davranmayı prensip haline getirmelisiniz.
Bu beceri için herşeyi maliyeti ile değerlendirmeyi öğrenmelisiniz.
Nietzsche’nin dediği gibi “Bir şeyin değeri bazen kişinin elde ettiği değil, onun için ödediği şeyde yani maliyetinde yatmaktadır”
Hayat hızlı geçiyor, zaman kıymetli!
Huzurunuzu başkalarının size yarattığı sorunlarla ya da işlerle ziyan etmekle uğraşmayın...
Belki amacınıza ulaştınız?
Peki ya maliyeti?
Yorumlar
Kalan Karakter: