Geçmişte olduğu gibi günümüzde mevcut güç odaklarının ilgi ve menfaat alanı, Dünya’nın tam merkezinde, her üç kıtaya bağlantı ve açılımı olan bir konuma sahip Asya ile Avrupa'nın, Asya ile Afrika’nın, Karadeniz ile Akdeniz ve Hint Okyanusu’nun bağlantılarının bulunduğu bölge Ortadoğu...
Meşhur Normandiya çıkarmasının kahramanı, NATO başkomutanı ve ABD‘nin iki dönem başkanı General Eisenhower’ın, “Yalnız coğrafya bakımından bile bütün dünyada, stratejik yönden Ortadoğu’dan daha önemli bir bölge yoktur. Bütün gücümüz ve araçlarımızla örgütlenme yeteneğimizden, sevk ve idaremizden faydalanarak, Ortadoğu’yu kazanmak zorundayız” tespiti ve *Üç kıtayı birleştiren kara ve demiryolları’nın düğüm noktası *Dünya’da bilinen petrol rezervlerinin %65’nin bulunması *Tarihin en zengin kültür hazinelerine sahip olması *Deniz ticaret yolları ve geçitlerinin büyük kısmını kontrol etmesi *Tek Tanrı’ya inanan dinlerin doğduğu stratejik değerlere sahip Ortadoğu’nun kapsadığı coğrafya tarih boyunca, emperyalist güçlerin kendi çıkarına göre değişik bölgeleri içeren bir coğrafya olarak tanımlanmıştır.
Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra sorunlar yumağı haline getirilen bu bölgede, varlığını sürdüren, bir asırdır demokrasi ile yönetilen bölgenin istikrarına katkıda bulunan tek ülke Türkiye'dir.
Bölgede lider rolü oynamaya hevesli küresel güçler dün olduğu gibi her daim varlığını sürdürecektir.
Ne var ki bahse konu küresel ve batılı güçlerce tasarlanan ve tayin edilen plan, Ortadoğu’nun bütününün birlik oluşturmasına imkân vermediği gibi ne ABD ne Rusya ne de Balkanların yönetim biçiminin bu coğrafyada uygulanması da söz konusu olamaz.
Keza mevcut potansiyel güce lokomotif liderlik görevi yapacak yegâne devlet kadim Türk devletidir.
Tarih boyunca Medeniyetlerin birlikte yaşadığı bu coğrafyada Osmanlı sınırlarında olduğu gibi etnesiteyi koruyan ve yöneten birleştirici tecrübesi ile Türk Devleti olmuştur. Küresel güçler bu ayrımcı tarzı ile Ortadoğu’yu yönetme başarısını sağlayamaz.
Yorumlar
Kalan Karakter: