Hoşuna gitmeyen olgular ile kavga etme geleneği, ‘güce sırt dayama’ beklentisinin çok yüksek olduğu bir toplumda, karmaşık gelişmeleri ‘anlama’ yerine, ‘suçluyu belirleyerek savaş açma’nın tercih edilmesi beni şaşırtmıyor!
Hal böyle olunca, okuduğunu anlama tercihini ‘güçlünün günah keçisi’ ilan ettiği kişi ve kurumlara hak etmediği tavır gösterilmesi, düşünülenin aksine bir hal yaratır...!
Nitekim ben sade bir vatandaş ve enikonu yerel bir medya kuruluşuyum...
Siyasi bir yapı içerisinde değilim..!
Herhangi bir siyasi yapıya basamak olan STK başkanlığına aday ya da heves içinde değilim!
Donkişot hiç değilim..!
Rüzgara karşı tükürmenin yaratacağı sonuç deneyimine sahip biriyim..!
Kazananın yanında yer almakla elde edilmesi beklenen pragmatik ilişkilere değil, inandığım/doğru bulduklarımın yanında kayıp-kazanç hesabı yapmadan olurum.
Büyükşehir Belediyesi ile ticari ilişkisi bulunan kişi ve kurumların tarafıma “kuyruk acısı” ithamlarında bulunarak beni karalamalarını, Türkiye’nin en büyük şehirlerinden Antalya Belediyesi’nin ‘En Başarılı Başkan’ ödülü alan Sayın Menderes Türel’e gazetemden ‘büfe istedi alamadı diye’ karalama yaptığımı, iddia değil yekten yazanları, Sayın Türel’i benim gibi sade bir vatandaş seviyesine denk algılamalarını doğru bulmuyorum... Hatta Sayın Türel’e ve siyasi tecrübesine haksızlık yaptıklarını söyleyebilirim.
Nitekim kişi kendinden bilir işi!
33 yıldır yaşadığım bu kentte; siyaset ile alakalı ya da siyasi taraflar; örneğin Antalya siyasi geçmişine bakarsak, Demokrat Partili olanlar, ANAPlı, AK Partili, CHP’li, MHP’li, İYİ Partili olabiliyor.
İktidar hangi parti ise holdingler hükümete yakın hale geliyor.
Hatta yeni hükümetle dengeyi koruyamayan holdinglerin, geçmişteki hükümetle çok yakın olmalarının sonucu yükselen trendlerinin yerle yeksan olduklarının hikâyeleri Cumhuriyet tarihinde yaşanmışlıklar arasında bilinir.
Tüm bu yaşanmışlıklara, deneyimlere, dönmüş, devşirilmişliklere, çıkar ilişkilerinde saf tutmuşluklara, makama, mevkii ve para peşinde olanlara diyecek sözüm yok!
Sonuçta ben bir şey için değil, inandıklarım doğrultusunda hareket ederim, eğer kandırılmışsam aydım ya da caydım demem…
Taraf olduğum insana inanırım...
İnandığım davaya taraftar olurum…
Ben Fenerbahçe takımının taraftarı isem taraftar olduğum takımın demokratik başkanlık yarışında tarafımı göstermekten çekinmem...
Rengini belli etmeyen, hangi başkan kazanırsa ona attım oyumu anlayışı ve kazananın taraftarı olmak fikrinin getiri hesabı ile hareket edeni de yargılamam! (Hatta çıkar için taraftarı olduğu tarafın karşısındayım diye üzerime geleni dahil)
Hukuk ve Anayasa’nın bana verdiği haklar çerçevesinde sade bir vatandaş olarak hür ve özgür irademle fikrimi beyan ederim.
Öncelikle bilinmesini isterim ki Antalya siyasilerinin istisnalar harici hepsi ile tanışıklığım vardır. Bugüne kadar hiçbir siyasiden talebim olmamıştır.
Konyaaltı Sahili’ni işleten şahıs yada kurumdan asla “büfe” talebim de olmamıştır.
Sayın Menderes Türel başta olmak üzere, Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Ak Parti İl eski Başkanı şimdi ki Milletvekili Avukat Mustafa Köse, Milletvekili Gökçen Enç, İl Yöneticisi Avukat Mehmet Çetinkaya dahil pek çok Ak Partili ile eski tanışıklığım ve dostluklarım vardır.
Hiç bir kurum, kuruluşta bu ilişkilerimi devreye sokup lehime sonuç oluşturulması ile ilgili gayretim olmamıştır.
2004 yılında Ak Parti adayı olan Menderes Türel ile beraber seçim süresince birlikte çalıştığım ve eşi Ebru Türel’le arkadaşlığım süresince aramızda hiçbir zaman saygı çerçevesinin ötesinde bir diyaloğumuz olmamıştır.
Tek bilindik sorunumuz o yıllarda ortağı olduğumuz ART Yerel Televizyonu’nun MHP yanlısı yayınlarıdır ki sonrasında biz, ortaklıktan ayrılarak siyasi bir tarafta olmadığımızı göstermişizdir.
Sayın Menderes Türel ile 29 Aralık 2017 tarihinde yaptığımız görüşmede ifade ettiği üzere öğrendiğim, geçmiş yıllarda ki sık görüşürlüğümüz ve belediye ile iş yapmam, kendisinin bizzat kararı ile siyasi dedikoduya sebep olmasın diyerek kendisinin isteği ile son bulmuştur.
Kaldı ki; 2008 yılından bu yana Antalya Büyükşehir Belediyesi‘ne ne fatura kesmişliğim, ne de alışverişim yoktur.
Büyükşehir Belediyesi’nden bir talepte bulunmuşluğum ya da ret edilmişliğim de söz konusu değildir
Bulunduğu makam gereği şahsım ve yayınlarımın herhangi bir saygısız tavrı olamaz.
Hepimizin bildiği gibi Sayın Türel’in önceliği Ak Partili belediye başkanlığı değil, Antalyalının ve Antalya’nın kent sevdalısı belediye başkanlığı önceliğidir.
Her Antalya yaşayanına eşit mesafededir. Birilerine çok yakın hatta birilerine daha uzak bir tavrı olmamasına karşın, bana karşı hiçbir zaman aleni bir husumetli tavrı söz konusu değilken, makama ve kendisine yakın olanların, şahsıma ve gazeteme olan hislerini ve agresif taraftarlığını da anlıyorum. Onlar Türel’in ‘ kin’ tuttuğunu yayarak, vefalı halini kullanarak kendilerinden başkasının etrafında oluşmaması ile varlık edinmişler...
Onlar okuduğunu anlamak yerine sadece taraftarlıklarını parlatıyorlar...
Ben bu kenti seven herkesi çok seviyorum.
Büyükşehir Belediye Başkanı Antalya sevdalısı Türel’e karşı hiçbir saygısızlık içinde bulunmayan biri olarak, bana karşı yapılan sesli, sinsi, hesaplı ve çıkarcı tavrı ile adeta Sayın Türel’in şahsımla bir sorunu varmış algısı yaratma çabasını da şaşkınlıkla izliyorum...
Kendinize gelin beyler..!
Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Tarım Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Antalya Milletvekilleri ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile bir telefon mesafesinde güçlü ilişkileri olan Ak Partili Antalya Belediye Başkanı Sayın Türel’e nasıl sesim çıkabilir?
Ben kim olduğumu da kim olmadığımı da bilirim…!
Yorumlar
Kalan Karakter: