Lümpen ve cahil istilasına maruz kalmışız...
Anlaştıkları yegâne dil paranın sesi olan, anlaşamadıkları halde ise kaba kuvvete başvuran, kadınların asla muhatap olmaması gereken bu ilkel mahluklarla doldu kent..!
Bunları kendimizden uzak tutmak için ne çok çaba sarf ettik. Araya mesafe koymayı sağlayana değin maddi ve manevi oldukça zarar gördüğümüzü, uzak durmak uğruna nice kayıplar yaşadığımızı anlatmadık.
“O vakit kendimden uzak tutmanın yolu ne dedim?” Diğer bir ifade ile benden ölesiye korkmalarına neden olacak kadar kirli olduklarını keşfettim! Bu hâl uzak durmalarını sağladı ama sinsice bana zarar vermelerini durduramadı. Öyle aymaz ve öyle cüretkârlar ki, devletin memurlarını aracı kılmışlar bana verilecek zarar uğruna...
Oysaki; medeni bir memlekette bir kadının bu hürriyeti teminat altındadır. Antalya’da ise bir kadının bu cahil sürüsüyle tek başına uğraşabilmesi neredeyse imkânsız desem yeridir.
Yıllardır bu cahil, lümpen güruhun planlarını bozduğum, ceplerini yaktığım bu çekirgelerin sayısı hiç azalmıyor.
Çoğu vakit düşünüyorum.
Bunlarla başka şekilde iletişim kurmak ve kendilerine getirmek mümkün müdür diye..?
Maalesef benim penceremden bakıldığında başka bir yol, başka bir iletişim lisani yok.
Onlar bir tek paranın sesini dinliyorlar…
Onlar yasayı dolanıyorlar…
Onlar koltuğa dayanıyorlar…
Gizli düşmanlıklarına devam ediyorlar...
Korkmuyorum !
Masum olunca insan, işte böyle cesur oluyor.
Çünkü çekirgelerin yaradılışında vardır. Bir sıçrayacak, iki sıçrayacak üçüncüsünde de olanlar olacak ve ilahi adalet devreye girecek.
İyi haftalar…
Yorumlar
Kalan Karakter: