Avrupa ve Amerika’ya baktığınızda her bölgenin eyalet gazeteleri çok etkindir. Yerli ve yerel yönetimler bölgelerinde ulusal basın yerine, yayın yapan eyalet gazetelerini takip eder ve sahip çıkar.
Ülkemize geldiğimizde ise, durum çok farklılık gösterir. Bildiğiniz gibi; il, ilçe ve beldelerde günlük ya da haftalık olarak yayınlanan, bölge haberlerine yer veren, yöresel sorunları ön planda tutan yerel gazeteler var. Ancak yerel gazeteler bugün gelinen noktada, yaygın basın kadar bayi raflarında bulunamayan, bulunsa da ulusal basının gölgesinde kalmış yayın mecrası olarak tanımlanıyor.
Cumhuriyet'in ilk yıllarında önemli sayılıp, kabul gören yerel basın ilerleyen yıllarla birlikte gücünü kaybetmiştir. Bu durumun pek çok nedeni olmakla beraber en önemlisi ekonomik kökenli nedenler birinci sırada yer almaktadır.
Haber toplamak, haberi basmak ve bu basılan haberleri kitleye duyurabilmek için canla başla çalışan kamu yararı gözeten yerel gazeteler, çalışmalarının karşılığı olan parayı kazanmakta zorluk çekmektedir.
Bugün ekonomik sıkıntı içerisinde olan bu işi layıkıyla yapan yerel gazeteler, resmi ilan alamamak, reklam yetersizliği, gazetenin basım maliyeti, tiraj sorunu ve gazetelerini okurlara ulaştıramama ve satamama gibi zorluklarla karşı karşıyadır.
Türkiye hızla koşarken, bu hıza yetişmek adına yerel sorunların tartışıldığı, yerel ile ulusal arasında köprü vazifesi görecek güçlü ‘yerel’ medyanın (gazetenin) oluşmasıyla mümkün olduğunu gözden kaçırmamak gerekir. Yerel gazete, mikro demokrasinin gelişiminin vazgeçilmezidir.
Yerel gazetelerin problemlerinin çözümü konusunda etkili olabilecek kurum ve kuruluşlar kadar yerleşik yaşayanların da bölgelerinde yayınlanan gazeteleri benimsemeleri bir o kadar önem taşımaktadır.
Yerel gazetelerin ihtiyaç duyduğu insan kaynağı için meslek liseleri, yüksekokullar ve üniversitelerin ilgili bölümleri ile yakın temas kurulmalı ve mezun olan ya da eğitim görenlerin, ücret karşılığı zorunlu staj yapmaları sağlanmalıdır. Stajyerlerin ücretleri ve sigortaları için bir fon oluşturulmalıdır.
Ayrıca, yerel gazetelerin bulunduğu il, ilçe ve diğer yönetim birimlerine göre standartlar getirilmelidir. Mevcut halde sınırlı gelir kaynağına sahip olan yerel gazete ile yerel yönetimler arasında eşitliksiz bir ilişki oluşmuş durumda… Bu eşitliksiz ilişki biçimi iki tarafa zarar vermekte ama en çok basının ihtiyaç duyduğu ‘saygınlık’ olgusunu çürütmektedir.
Bu sebeple, mevcut kanunlarda belirtilen gelir kaynakları dışında yerel yönetimlere ait resmi ihale ilanları, mülki idarelere ait icra ve adliye ilanlarının yerel gazetelerde yayınlanmasına yönelik işbirliğinin geliştirilmesi gerekmektedir.
Yerel basının sorunlarının masaya yatırılıp konuşulma süreci çoktan geçip, gitmiştir. Bu saatten sonra yapılması gereken net çözümlerdir. Her meslek grubunun sorununu kamuoyuna duyuran yerel gazeteler, ‘terzi kendi söküğünü dikemez’ durumuna düşmeden, demokrasinin çarkı olarak devam etmek adına hiç kuşku duymadan yeni kanun ve düzenlemeleri talep etmelidir.
İyi haftalar…
Yorumlar
Kalan Karakter: