Çoğunluk neye inanıyorsa doğru olan odur, Antalya’da...
Haklı olmak hakkı değildir aslolan ortak paydadır.
Konu para ise en büyük ortaklıktır, suç ortaklığı..!
Birbirlerine yapılan onca şeye rağmen bu ortaklık menfaat uğruna sürer.
Bu ortaklıkta ortağını ispiyonlamak demek bindiğin dalı kesmektir.
Kentin içinde binlerce kişiyi ilgilendiren bir şeyi tasarlıyorsanız bunu tek başınıza masanıza oturup yapamazsınız.
Geçmişte sıkça duyduğumuz "kente karşı suç" sorgulaması bugün neredeyse hiç yapılmamaktadır.
Ne oldu da bu kavram unutuldu?
Kente karşı suç işlenmez mi oldu? Yoksa geçmişte suç diye nitelendirilen eylemler suç olmaktan mı çıktı?
Soruların yanıtını aramadan önce "kente karşı suç" kavramını, neleri kapsadığını ve kimler tarafından işlendiğini irdeleyelim.
Genel anlamda kent yaşamındaki sosyal, ekolojik ve coğrafi düzeni belirleyen kurallara aykırı davranışlara verilen ad olarak tanımlayabiliriz.
Bu bağlamda, çeşitli yasal düzenlemelerle yasaklanan ve yasağa uyulmaması durumunda uygulanacak yaptırımı bulunan eylemler ve yasal düzenlemelerde yer almayan, değerlere göre yargılanan davranışlar "kente karşı suç" kavramı kapsamındadır.
Kente karşı işlenen suçların neredeyse tamamı, toplumsal ve kamusal zararı önemsemeyen şahsi menfaatlerini gözetenler tarafından işlenirler.
Kente, kent yaşamına kasteden suçların işlenmesinde kenti yönetenlerin, yönetim sorumluluğu olanların doğrudan ya da dolaylı etkisi, payı vardır.
Kente karşı işlenen hiçbir büyük suç kenti yönetenlerin bilgisi dışında işlenemez. Örnek vermek gerekirse;
Sahillerin, hazine arazilerinin, dere yataklarının işgal edilmesi, kaçak yapılardan oluşan büyük mahallelerin, oluşturulması gibi...
Kente karşı işlenmiş büyük suçlardır.
Kent yöneticilerinin bilgisi dışında işlendiğini kabul etmek mümkün değildir.
Kente karşı işlenen suçların baş sorumluluğu öncelikle suçu işleyene aittir.
Ancak suça mani olmayan, sessiz kalan, kent yaşayanlarıda bu suça ortaklık yapması anlamına gelir.
Kent yaşamanın suç ortaklığı, suçu önlemeyen kamu görevlilerinden, suç işlemeyi özendirici ya da suçluları savunan nitelikte yayın yapan basın kuruluşlarından aşağı değildir.
Kimi zaman yasa çıkarılarak ya da yasa uygulanarak da kente karşı suç işlenebilir.
Örneğin Antalya'nin sahilleri yanlış imar uygulamaları ve çıkan imar affı sayesinde imar düzeni yasal çerçevede hazırlanan imar planlarıyla üretilmiş beton yığını bir duvar görünümündedir.
Kenti Akdeniz melteminden mahrum bırakan sahil imar düzeni kente karşı işlenmiş en büyük suçlardan birisidir.
Anlaşıldığı üzere kente karşı işlenen suçlar azalmış ya da suç diye nitelenen eylemler günümüzde suç olmaktan çıkmış değildir!
Çıkar ortaklığı neyi gerektiriyorsa doğru olan odur anlayışı,
suçluların siyasi üstünlüğü,
kamu yönetimine ve kentsel politikalara da etkisini göstermiş ve "kente karşı suç" yerini yasaya uydurulmuş işlemler olarak yerini almıştır.
Kente karşı işlenen suçlara karşı sessiz kalma ise doğal süreçmiş gibi yaşanması da değerlendirmenin en önemli püf noktasıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: