Geçen hafta Şehircilik Şûrası'nda konuşan Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “Bugünkü şehirlerimiz maalesef insan fıtratı ile değil, bireysel hırsları merkeze alan bakış açısı ile inşa ediliyor. İnsan fıtratı ile mütenasip olmayan her yer zamanla insanın zindanı haline dönüşüyor. Bu sebeple günümüz şehirleri insana huzur vermiyor. Beton, beton, beton… Ruh yok, huzur yok. Bu huzuru yeniden bulmak için belediyelere çok büyük görevler düşüyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, söylediklerine katılmamak mümkün değil. Gerçekleri söylüyor.
Şûra'nın yapıldığı kenti bir zamanlar yönetmiş; kente kazandırdıklarını ve bugünün İstanbul’unu gördüğünde betonlaşmanın yarattığı ruhsuzluğu bizzat dile getirmiş.
Kendi partilisinin belediye başkanları tarafından yönetilen İstanbul’u görüyor.
Peki Antalya hakkında da, görüşü ve bilgisi var mı?
İstanbul kadar turist ağırlayan Türkiye’nin en uzun sahiline sahip kenti cennet Antalya’da, yapılaşmaya Cumhurbaşkanımız ‘dur’ demezse; suyu, yeşili ve doğası ile kent ruhunu kaybedecek.
Turizm başkenti diye nitelendirdiğimiz Antalya’da 5 yıldızlı, hatta 7 yıldızlı orman ve hazine tahsisli çok yataklı tesislerimizle övünüyoruz.
Övünmekle kalmayıp bir de haklı olarak hizmet kalitemizle gurur duyuyoruz.
Hatta başka ülkelerle karşılaştırıp dünyaya turizm konusunda kafa tutuyoruz.
Ancak gelgelelim, yerel yönetimlerin projeleri, hatta hizmetleri önümüze gelince olduğu kadarına razı gelip bir de alkış tutuyoruz.
Oysaki; hizmet adına, yaşadığımız kentin 50 yıl sonrasını planlama adına seçip yetki verdiklerimizden yıldızlı hizmetler neden beklemiyoruz.
Ya da tersten baktığımızda neden belediye başkanları 20 yada 30 yıl sonraların planları ile 5 yıldızlı, 7 yıldızlı kentler için çalışmaz.
Antalya gibi bir kenti, kalitesi, sosyal yapısı, çevreye duyarlı, insanları mutlu yaşadığı 7 yıldızlı bir kent yapamıyoruz.
Antalya’da ki tesisleri, hizmet kalitesini diğer ülkelerin tesisleri ile karşılaştırırken, neden bir Paris ya da Barselona gibi dünya kentleriyle karşılaştıramıyoruz.
Kentimize yıldızlar koyup konuşmakla bu işler olmuyor.
Tıpkı çılgın diye adlandırdığımız projelerin, çılgın olmadığı gibi...
İnsana, doğaya saygılı, hepsinden önemlisi ülke adına vitrin olarak gördüğümüz Antalya’ya yakışır bir kent olması adına herkes çok güzel konuşuyor.
Konuşuyor da, gerçeğe baktığımızda konuşulanların hayata geçmediğini görmek, hepimizi hayal kırıklığına uğratıyor.
Sözüm hepimize, hepinize...
Antalya ve Antalya’da yaşayanların hak ettiği değeri alması adına, kaçınılmaz gerçek; yerel yönetimlerin ‘mış’ gibi yapıp günü kurtarmak yerine, vizyon projelerini ve hizmetlerini hayata geçmeleridir.
Yorumlar
Kalan Karakter: